Çok yanıldığım bazı konular var. Birkaç örnek vereyim:
Onca diploma tartışması yaşayan Erdoğan'ın rakibini diploma ile suçlamayacağını düşünüyordum… Yanılmışım.
Yolsuzluk liginde adeta rekorlar kıran ve her bir KÖİ ihalesinde milyarlarca dolarlık şaibeler yaşayan iktidar rakibini yolsuzlukla suçlayamaz sanıyordum… Yanılmışım.
17-25 Aralık ve sonrasında 15 Temmuz darbe girişiminden Milletin iradesi ile kurtulan iktidarın artık millete hizmet etmeye odaklanacağını ve temiz siyaset yapacağını sanmıştım… Yanılmışım.
Ekonomide büyük sıkıntıların eskiye oranla olmasa bile seçmende yine de bir etki oluşturacağını sanmıştım… Yanılmışım.
AK Parti'nin uzun yıllar mazlum rolü ile oy topladığını, kendisinin hakim güç yerine geçmesiyle eskiyi aratmayacak haksızlıklara, zulümlere başlaması ile eriyip biteceğini sanmıştım… Yanılmışım.
Daha burada sayamayacağım epey yanılgılarım oldu ve olmaya da devam ediyor.
Aslında bu yanılgılarımın temeli akla dayalı tahminlerin veya düşüncelerin yok olması ile alakalıdır. Kısaca toplumda akıl tutulması dediğimiz olayın bu derece derin yaşanacağını düşünemedim.
Mesela "Güldür Güldür Show" programında "Ben Seni Dinledim" skeçlerinin gerçekliğini hiç kavrayamamışım. Orada Hüseyin karakteri meğerse ne kadar da gerçekmiş. Dünya kaç yaşında sorusunun cevabı meğerse ne kadar basitmiş: 2024… Çünkü 2024 yılındaydık. Ya da bitkilerde canlı ise salça yapımı bir soykırımdır gibi…
Şimdi neden ve nasıl bu duruma geldik meselesine eğilelim. Elimde İpek Özbey-Onur Alp Yılmaz'ın "Orta Sınıfın Düşüşü" kitabı var.
Orta Sınıf toplumda tam da ortayı temsil ediyor. Bir yanda ücret ama diğer yanda da güç kullanımı. Ya da toplumun kültürel yapısına kadar merkez sağ-sol partilerde yoğunlaşmayı. Onur Alp Yılmaz'ın deyimi ile "orta çökünce tercihler radikallere kaldı".
Ben başka türlü izah edeyim: İktidar taraftarına göre muhalif olunca uzmanların hiçbir bilgisi birikimi yoktur. Köydekiler bile ekonomi hocalarından 100 kat fazla ekonomi biliyorlar. Burada bir fark var tabii. Onların ekonomi olsun diğer alanlarda olsun bilgileri liderlerinin istikameti etrafında fırfır dönebiliyor. Örneğin 2017 Referandumu ile şahlanacak bir Türkiye beklerken şimdilerde fakirliğin erdemi ile geçiniyorlar.
Turgut Özal'ın "Orta-Sınıf" hayalini yansıtan "Orta-Direk" senaryosu AK Parti elinde "Taban-Sınıf" seviyesine getirildi. O açıdan Erdoğan için rahmetli Özal'ın tam tersidir diyorum.
Taban-Sınıf politikası sadece bir ekonomik tercih değildir; aynı zamanda temel alınan tercihtir. Bu sayede Ay'a 4 şeritli yol hikayesini bile inandırabilirsiniz. Ya da dün söylediklerinizin bugün tam tersini söyleyip yapabilirsiniz.
Bir başka örnek verelim: İktidar hala 23 yıl öncesi ile övünebiliyor. Mesela diyor ki, ihracatı 36 milyar dolardan 7,5 kat artışla 270 milyar dolara çıkarttık. İyi ama onlardan önceki 23 yılda ise ihracat 2,2 milyar dolardan 16 kat artışla 35,1 milyar dolara yükselmişti.
Matematik yok; bilgi yok; bilim yok… sadece gerekçe uydurma, kılıf bulma.

17