İstanbul'a kayyum için ekonomik güç var mı
Mehmet Şimşek'in hesap etmesi gereken en önemli konu bence budur. Eğer İstanbul'a kayyum atanacak ise, Hükümetin bunu karşılayacak bir ekonomik gücü var mı
Önce şu ayrıntıyı hatırlatalım: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu iki açıdan gözaltına alındı. Bunlardan yolsuzluk iddiaları kayyum atamasına imkan vermiyor. Lakin durum öyle değil.
Kayyum atanması için terör suçu gerekiyor. Onu yaratmak zorundalar.
Hadi diyelim ki, onu da uydurdular. Ve İstanbul'a kayyum atadılar. Peki bu durumu karşılayacak ekonomik gücünüz ne durumda
Önce neden kayyum diyoruz; onu izah edelim.
İktidar trolleri günler öncesi sosyal medyalarından Ekrem İmamoğlu'na büyük operasyon yapılacağını açıkladılar. Yani kimsenin bilmediği dosyaları meğerse onlar biliyormuş. (Bağımsız yargı hikayesi)
Ama ben daha başka ipucundan gideceğim: 27 Şubat günü Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal İstanbul için düşünülen 6 köprüden ilki olan Sazlıdere Köprüsü'nü gezdi. Ne açılış vardı ne de temel atma
Etrafıma sorduğumda 2021 yılında taşınan Kanal İstanbul inşaat faaliyetlerinin yeniden gelmeye başladığını haber aldım. Yani Erdoğan Kanal İstanbul'a yeniden irade koymuştu. Eğer Kanal İstanbul için yeniden irade konulmuş ise İstanbul Belediyesi CHP'ye bırakılamazdı. O yüzden ben İBB'ye kayyum atanacağına kesin gözüyle bakıyorum. O yüzden yargı üzerinden terör bahanesi oluşturulacak diyorum.
Ekrem İmamoğlu Erdoğan'ı seçimde yener korkusu yanında bir de Kanal İstanbul için tasfiye edilmesi gerektiğini görüyorum. Eğer iktidar Kanal İstanbul'u yeniden inşa faaliyetlerine başlamış ise tasfiye faaliyetlerini de yürütmek durumundadır. Çünkü koca Kanal İstanbul CHP Belediyesinde yürütülemez.
Kanal İstanbul neden iktidar için önemli: Çünkü orada çok arsa satıldı ve Körfez ülkeleri dahil çok yere sözler verildi. Bu kadar derin duygusal ilişki boşa-boşluğa bırakılamazdı.
Gelelim bu operasyonların maliyetine
Demokrasi dışına göç eden bir ülkenin elbette bir maliyeti olacaktır. Serbest piyasa ve demokrasi aynı anda yürüyen bir birlikteliktir. Eğer demokrasiden uzaklaşırsanız serbest piyasa bunun bir maliyetini oluşturur.
Nitekim döviz çıkıyor, faiz yükseliyor ve borsada da satışlar geliyor. Demokrasi azaldıkça ekonomik riskin büyüyor. Basit kural budur.
Önceki gün piyasalar ilk şoku yaşadı. Tahminlere göre Merkez Bankası 10 milyar dolarlık bir döviz sattı.