Hiç üç kuruşa vatan mı satılır!

Balık avlamaya çıkıyorsunuz ve çok bereketli bir yer keşfettiniz. Hem balık bol hem de oltaya gelen çok Daha ne istersiniz ki!

Pazartesi günü TÜİK 'Gelir Dağılımı' verilerini açıkladı. Bunu yeniden izah edeyim:

2014 yılı, yani Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden bugüne kadar kim kazandı kim kaybetti

İşte bunu görüyoruz o verilerden.

Grafite tek bir çubuk var.

En zengin yüzde 5'lik kesim bütün pastayı silip süpürmüş. Kazanan tek bir kesim var. O kesim de en zenginler

Kaybeden ise geride kalan yüzde 95'lik kesim. Yani tüm Türk Halkı'nın yüzde 95'i kaybetmiş. Durum bu kadar net

Kimi az kaybetmiş kimi çok kaybetmiş ama herkes kaybetmiş. Sadece ve sadece en zengin yüzde 5'lik kesim kazanmış.

Şöyle yeniden izah edeyim: 2014 yılında en zengin yüzde 5'lik kesim ülke gelirinin her bir 100 lirasının 19,56 lirasını alıyordu. İşte bu para, yani ülke gelirinin her 100 lirasının artık 24.74 lirası bu en zengin kesime gidiyor. Bu en zengin kesim ülke gelirinden aldıkları payı 5,18 puan artırmışlar. Kalan kesimler ise paylarını azaltmış oldular.

Ama bu durum böyle değildi. Mesela 2006 yılında en zenginlerin gelirden aldığı pay yüzde 21,40 oranındayken bu oran 2014 yılına kadar sürekli düşerek yüzde 19,56'ya geriledi. Zenginlerin önü Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ile açıldı. Ve 2014 sonrası gelirden aldıkları paylarını artırdıkça artırdılar.

Ve çalışanlar

GSYH verileri diyor ki, çalışanların ücret gelirlerinin ülke gelirinden aldıkları pay yüzde 33'lerden yüzde 24'lere geriledi. (bunların grafikleri eski yazılarımızda detaylı şekilde verilmiştir)

Ülke büyümüş görülüyor ama çalışanlar fakirleşmiş. Ucuz işgücü üzerinden yürüyen ekonomide şirketler adeta kazanç üzerine kazanç elde etmişler. Zaten en zengin yüzde 5'in gelirden aldığı pay artışı bu durumu net olarak gösteriyor.

Ve emekliler

Belki de en çok kahır çeken kesim. 2014 yılına kadar 1 emeklinin ortalama maaşı asgari ücretin yüzde 16 üzerindeymiş. (Bu oran eskiden yüzde 28'e kadar çıkıyordu ama burada asgari ücretteki reel artışın da etkisi var.)

Şimdi 1 emeklinin ortalama maaşı asgari ücretin yüzde 25 altına düşmüş durumda. Yaklaşık reel gelir kaybı yüzde 40'lara yakın.

Emekli maaşını sadece asgari ücret ile kıyaslamıyoruz, açlık sınırına göre olsun, ülke gelirine göre olsun ortada feci bir kayıp var. Hatta EYT ile erken emeklilik gelmesine rağmen ülke havuzundan emeklilere ayrılan pay artmamış, tersine azalmış.

Evet, sorunlar ciddi.

Ama belki de bu sorunların başında sert fiyat artışları geliyor.

Bakınız önceki yazılarımda belirttiğim konuyu tekrar edeyim: Enflasyonda eski yüksek enflasyonlara göre 2 temel sorunumuz var:

1- Bu sefer enflasyon oynaklığımız çok büyük oluştu. Bunun anlamı şu: Enflasyonumuz yüzde 10-15 bandından aniden yüzde 80-85'lere kadar çıkmıştır. Hatta seçimlere yüzde 40 enflasyonla girip şimdi yüzde 70 enflasyona yol almış olmamız da fiyatlandırma sorunu oluşturuyor. Kimse malına ne fiyat koyacağını çözemiyor; hatta karlı sattığını sandığı ürünün yerine koyarken meğerse zararda olduğunu görebiliyor.