Göç almayın önce göç vermeyi durdurun

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada: Düzensiz göçle mücadele edileceğini, düzenli göçü destekleme ve kurumsal olarak sürdüreceklerini açıkladı. Yılmaz, Türkiye'nin düzenli göçe ihtiyacı olduğunu savundu.

Benzer bir açıklamayı 'Türkiye Yüzyılı' konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmıştı. Erdoğan "gelişmiş ülkeler göç alarak geliştiler, biz de böyle yapacağız" demişti.

Hem Erdoğan hem de Cevdet Yılmaz resmen Türkiye'nin gönüllü olarak göçmen alacağını ilan ettiler.

Öncelikle şunu belirtelim: Almanya 2. Dünya Savaşı sonrası vasıfsız elemen ihtiyacını göç alarak karşıladı. Aynı Almanya şimdilerde ise vasıflı, yani okumuş insan göçü alarak karşılamaya devam ediyor.

Türkiye ise vasıfsız göç alıyor. Sanki vasıflı insan gücümüz çok fazlaymış gibi...

Ama biliyorsunuz ki yıllardır Türkiye'nin işsiz sayısı 3-4 milyon civarında seyrediyor. Burada genç işsizler de ayrı bir sorun.

Öncelikle şunu belirteyim ki 'Her ile üniversite' mantığı aslında gençleri ömür boyu vasıfsız ve eğitim gördükleri alanlarda çalışamaz duruma getirme projesidir.

Teknik elemen olsun ara eleman olsun artık ülkemizde zor bulunuyor. Hatta vasıfsız işçi sorunu bile yaşanıyor. Ne tarlada çalışacak genç kaldı ne de çıraklık yapacak...

Herkes üniversiteli ama bomboş bir eğitim.

Şimdi bu açığı Afganistan'dan, Irak'tan, Pakistan'dan, Yemen'den, Somali'den vs vs ülkelerden göç alarak kapatacağız. Mantık bu...

Burada bir noktaya dikkat çekmem gerekiyor: Gelişmiş ülkelerde kurallar ve kurumlar iyi çalışır. Oysa bizlerde ne kurumlar iyi çalışıyor ne de kurallar.

Bunun anlamı şudur: Türkiye göçmen politikasında güvenlik başta olmak üzere kamu düzenini iyi şekilde sağlayabilecek kapasitede değildir. Trafikten tutun da yolda yürüyüşe kadar çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

İkinci ve çok daha mühim nokta ise, Türkiye'nin teknolojik kalkınmaya ve değer üretmeye ihtiyacı var.

Yani beşeri sermayesinin (İNSAN) kalitesini artırmaya...

Bu nedenle bizim asıl sorunumuz bu ülkeden terk-i diyar eden 'iyi eğitimli' insanlarımızı bu ülkede tutmaktır. 'Giderlerse gitsinler' dediğimiz doktorları, mühendisleri, yazılımcıları vs bu ülkede tutmamız gerekiyor.

Türkiye Afganistan'dan çoban ithal ederek kalkınamaz. Olsa olsa geriye giden ve gittikçe zayıflayıp yıkılan bir ülke olabiliriz.

Bu konu hakkında geçmişte Samsun örneğini vermiştim. Samsun 80'li yıllarda Türkiye'nin 7. büyük iliydi. Ama Samsun doğudan vasıfsız göç alıp batıya vasıflı göç veren bir ildi. Ve Samsun kendine göre gelişmiş olmasına rağmen bugün Türkiye'nin 17. ili olarak görece oldukça zayıflamıştır.

Aslında Türkiye'nin gerileyen teknolojik seviyesi, hamal ülke olma durumu vs dünya sıralamasında benzer durum oluşturmuştur. Dünya'da kişi başına gelir olsun, toplam gelir olsun ve diğer ekonomik ve sosyal göstergelerde hızla emsallerinin gerisine düşmektedir.