Faturanın daha başındayız

Balayı gibi geçen 3 yılın ardından ilk kez "yandık-bittik" laflarını duymaya başladık.
Eee günaydın.
2021 içinde başlayan "suni faiz indirimi" hamlesi insanları deli gibi tüketime sevketti. Üretim kesimimiz bunu karşılayamayınca bu yüksek tüketim aynı zamanda çılgın bir ithal tüketimi başlattı.
Yılda 20-25 milyar dolar ithal mal tüketimi şimdi oldu 51,7 milyar dolar.
Yeniden dengenin sağlanması için tüketim malı ithalatının en azından 30 milyar dolara kadar düşmesi gerekiyor. Oysa sadece haziran ayından temmuz ayına iyileşme 145 milyon dolar oldu Bu kadar.
Eğer dengeyi bulmamız gerekiyorsa en azından 20 milyar dolarlık düşüş gerekiyor ama olan sadece 145 milyon dolar.
Bakın bu tablo çok ama çok feci bir dengesizliğin yansımasıdır.
-Sabit ücretliye zam yok ve o sabrediyor.
-Esnaf ise çoktan yandık-bittik edebiyatına başlamış durumda.
İyi ama o zevk sahibi ithal tüketiciler çılgınca tüketime devam ediyorlar. Yıllık iyileşme sadece 145 milyon dolar
Bakın bu tabloyu hiçbir ülke kaldıramaz.
Çılgınca tüketen kesimle acı çeken kesim bu kadar aynı yerde yaşayamaz.
O nedenle diyorum ki Mehmet Şimşek'in bu programı çok ama çok acı geçecek. Burada ana sorun Şimşek'te değil; bu çılgınlığa yol açan Erdoğan ve Saray danışmanlarında. Şimşek bu hasarı çözmekte sadece yeterli alana sahip olamıyor. Ve tercihleri sıkıntılı
Bakın altta grafikte Erdoğan'ın Reislik döneminde kimin kazanıp kimin kaybettiği yer alıyor. Dikkat ederseniz tek kazanan zenginler olmuş
İyi ama fakirler neden "kuru soğanı yeriz Reis'i yedirmeyiz" diyor.
Sanırım fakirliği benimsediler ve ülkenin fakir kalmasını istiyorlar. Başka bir mantıkla bu alttaki grafik açıklanamaz.