Erdoğan haklı!
Para yok diye emekliye yeterli zam yapılmadı. Resmi enflasyonu dikkate alarak söylemiyorum; çünkü resmi enflasyon gerçek değil. (TÜİK, mahkeme kararlarına rağmen ısrarla şeffaflığı seçmiyor)
Para yok diye buğday ve arpa alım fiyatlarına da zam yapılmadı (Yüzde 100 enflasyonda yüzde 10 fiyat artışına zam denilmez)
Ama Hazine garantili müteahhitlerin köprü ve otoyollarına bir yılda yüzde 180 zam yaptılar.
Dünya Gazetesi'nin düzenlediği İklim Zirvesi'nde Mehmet Şimşek "Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekir" dedi.
Bence haklı.
Hatta çok konutu olan ve değerli konutu olandan da artan oranlı vergi alınması gerekir dedi.
Bence haklı.
Başka başka vergiler de gündemimize geliyor.
Bence haklı.
Bakın Ak Parti'nin en başarılı olduğu şey vergi toplamaktır. 22 yıllık iktidarlarında sadece 3 yıl hedefledikleri verginin altında kaldılar. 19 yıl hep hedefin üzerinde vergi topladılar.
AK Parti'nin bütçe disiplini hiçbir zaman giderleri kısmak olmadı. Onlar bütçe disiplini dediklerinde sürekli yeni vergilerle veya vergi zamları ile gelirleri artırmak olduğunu hiç unutmayın.
Şimdi de bütçe disiplini diyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanlığı yılın ilk 4 aylık bütçe verilerini açıklamıştı. Yılın ilk dört ayında TÜİK enflasyonu 67,6
Ama bütçe gelirlerindeki artış 110
-Gelir vergisi artışı 123
-Dahilde alınan KDV artışı 197
-ÖTV artışı 102
-İthalattan alınan vergi artışı 86
Şimdi soralım kendimize. Enflasyon 67,6 ama gelir artışı 110. Böyle bir durumda kimin aklına daha fazla gelir artışı gelir.
Ama yazının girişindeki konularla bağlayalım. Kimin aklına devlet gelirlerini yüzde 110 artırırken çiftçiye sadece yüzde 10 zam verir diye gelir
Evet, olayın diğer yüzüne dönelim. Devlet gelirlerini artırınca devlet hizmetlerinin kalitesi mi artıyor
İşin en ama en acı tarafı burası. Türkiye'de devletin vergi artışı vatandaşa devlet baskısı olarak dönüyor.
İki anımı anlatarak konuya örnek vereyim: Bir cenaze dönüşü polis köprü ayağında durdurup alkol kontrolünde "üfle" dedi. "Sayın polisim meyhaneden değil, cenazeden geliyorum; halimden de belli" dediğimde "üfle lan" ikazını aldım.
İkincisi de yine bir başka yol kesme hikayesi: Şehirlerarası yoldan eve varmak üzereyken yolum kesildi ve "in arabadan, kaldır ellerini" emrini aldım. Gece bekçileri görev yaptıklarını göstermek istiyorlarmış ve yolları kesmişlerdi.
Kısacası