Akıl yerine cehalet dürüstlük yerine kurnazlık

Genel anlamı ile bir yönetim sorunu yaşadığımız açık. Yönetim sorunumuz sadece bugüne ait bir vaka da değil.

Sonuç ortada.

Şöyle düşünün. Bir ara İrlanda mucizesi konuşuldu. Şimdilerde Çin mucizesi konuşuluyor. Ama yıllardır bir türlü Türkiye mucizesi oluşmadı.

80'lerde Özal ülkeye büyük bir yapısal dönüşüm getirdi ama devamı gelmedi. Yakın tarihin tek değişim dönemi 80'ler oldu.

Hatta devamında ülkeyi kendi haline bıraksanız daha iyi yerde olurduk bile diyebilirim. Yani yöneticiler olmasaydı bugünkü halimizden çok daha güçlü durumdaydık.

Şimdi olanlara baktığımızda bu konuda kısmen itiraf süreci yaşadığımız anlaşılıyor.

Mesela Mehmet Şimşek "İrrasyonel politikalardan dönüleceğini" açıkladığında aslında Türkiye'de akıl dışı bir yönetim uygulandığı itiraf edilmiş oldu.

İhale yasası yeniden düzenlenecek denildiğinde de "eski ihale yasaları ile kimlerin neler götürdüğü" akıllara geliyor. Ülke düne kadar soyulmuş ama şimdi sıkıştığımız için soyguna dur diyoruz.

Adına ister 'yumuşama' isterse 'normalleşme' deyin, aslında ülkeyi ne kadar kutuplaştırıp gerdiğimizin de bir itirafıdır bu.

Formül çok basitmiş: Kutuplaştır-gerginleştir ve malı götür

Bugün ülkemizde kısa vadeli dengeler yeniden kuruluyor. Mesela cari açığı dengeleriz, enflasyonu dizginleriz ama uzun vadeli dengeleri bu kafa ile asla kuramayız.

Bunun anlamı şudur: Benim ülkem neden hala (80'ler hariç) cari açık sorunu yaşıyor Benim ülkem neden yapısal değişimi bir türlü gerçekleştiremedi (Bu konularda Prof. Dr. Ümit Özlale adeta tek başına çırpınıyor)

Mesela eğitim sistemi çöktü ve ülkemin teknolojik ilerlemesi durdu. Ana meselelerden biri budur. Teknoloji ilerlemeyince kalıcı refah gelmiyor. Zaten kimse de kalıcı refah artışı beklemesin.

Bu ana sorunun alt kırılımları da var: Her yer kamu personeli dolmuş ve özelde çalışanlar bir çağdaş köle durumuna düşmüş. Sanki dersin devlet için çalışan birer köle olduk. Ki, o devletin de şefkat elinden ziyade tokatını hissediyoruz sürekli.

Daha da kötüsü ülkede zihniyet çöküşü yaşıyoruz

Aklın yerine cehalet gelmiş

Dürüstlüğün yerini kurnazlık almış

İlkenin yerine çıkarcılık gelmiş

Liyakatin yerine itaat öne çıkmış

Hırsızlık ve çalmak faydacılık olmuş. "Ülkem" yerine ben ve benimkiler hakim olmuş. Bilim yerine inanç, helal yerine haram daha tatlı olmuş.

Baksanız dünya yolsuzluk endeksinde Türkiye'yi 40-50 sıralarından en yolsuz 115. Ülke sırasına dindarlar taşımış. (Ek: dindar görünümlüler)

Ahlak bacak arasına sıkıştırılıp ahlaksız tüm kazançlar, ahlaksız tüm koltuklar, ahlaksız tüm davalar ana amaç haline dönüşmüş.