AK Parti gitmeden yoksulluk bitmez
En başarılı yıllardı Ülkemize oluk oluk yabancı sermaye akıyordu. Yabancılar hem sıcak hem de soğuk para getiriyordu. (AK Parti iktidarında 2015 yılına kadar tam 508 milyar dolar geldi).
Yabancı geliyordu ama o sermayeyi bir türlü kullanamıyorduk. Yırtınırcasına 'sanal zenginliğe' kanmayın diye uyarı üstüne uyarı yaptık. Ama ne çare
Ben 2007 diyordum ama Faik Öztrak 2005'de diyor: 2001 krizi ardından çizilen "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" bitirilmeliydi ve güçlü ekonomiye geçilmeliydi. Ama ne çare
Ve balayı yılları bitti.
Ya da takke düştü kel göründü.
Şu anda tek derdimiz enflasyonu düşürmek ve cari açığı dengelemek. Yani döviz ihtiyacını tüketimi kısarak karşılamak.
Burada dikkat edeceğimiz nokta "tüketimi kısmak". Ama kimse de çıkıp "tüketimi kısmak yerine üretimi artıralım" diye demiyor.
Demiyor, çünkü diyemiyor.
Bakın Nass fantezi politikası ile 3 yılda tüketim büyümesi 54,4'e fırlarken üretim büyümesi sadece ve sadece 18,4'de kalmış. Kısacası durum şu: Ülkemizde talep olsa bile üretim olmuyor-yetmiyor.
Ama bugün bir başka noktaya daha bakacağız. Üretiyoruz da ne üretiyoruz Değerli mal üretebiliyor muyuz
2021-Mayıs 2024 içerisinde 752,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişiz. Bu ihracatın sadece ve sadece 24,6 milyar dolarlık kısmı "Yüksek Teknoloji" ürünü. Yani koca ihracatımızın içinde yüksek teknoloji ürün payı 3,27.
(Bu oran 2000'lerde yüzde 5-6 seviyelerindeydi)
Bir de "Orta-Yüksek Teknoloji" ürünleri var. İşte 752,2 milyar dolarlık ihracatımızda bu ürünlerin payı da 261,6 milyar dolar ile 34,78 tutmaktadır.
Orta ve yüksek teknolojiyi topladığımızda ihracat içindeki oranı 38,0'e gelmektedir. Bu oran 2007 yılında da 36,9 seviyesindeydi.
Ülkemiz 2007 yılından beri teknolojik açıdan adeta yerinde saydı. İhracat arttı ama değer artmadı. Değer artmayınca refah artışı da bir anda kesildi.