28 Temmuz 2024 tarihinde sigarayı bıraktım. 10 yıldan fazla bir süre kullandım. Günde iki paketten fazla kullanıyordum. "Ağzı dumanlı, kalbi imanlı gençlerden kim kaldı Atın ölümü arpadan olsun. Sigara içen de ölüyor, içmeyen de…" tarzı absürt söylemlerin ardına sığınıyordum. Bir yanda Allah kelamı var ağzında, diğer yanda sigara… Haram fetvaları almış başını gitmiş. Birçok Allah dostu haram fetvası veriyor. Olmuyordu. Sık sık Necip Fazıl'ın, getirin yakalım kâfiri hikâyesini anlatırdım sağda solda… Vicdan azabımı mizah yoluyla bastırabilmek adına…
Hanıma, evlilik görüşmesinde evlenince bırakmaya çalışacağım diye söz verdim. Bırakmaya çalıştım, bırakamadım. İlk çocuk doğduğunda "Kötü örnek olmamak adına bırakmaya çalışacağım" dedim. 3 ay bir bıraktım. Sonra çalıştığım işin stresini bahane ettim, geri başladım. Sonra "2. çocukta bırakmaya çalışacağım" dedim. Bırakmaya çalıştım, bırakamadım. Araya deprem girdi… 6 Şubat öğlenki depreme Adıyaman'da elimde sigarayla yakalandım. Korkudan sigarayı tuttuğum parmaklarım öyle bir kasılmış ki… Sigaranın varlığını unutmuşum, yana yana son kalan kısım elimi yakınca hatırladım. Elimin kasılmasından dolayı tek seferde atamadım sigarayı… Birkaç sefer elimi aşağı yukarı sertçe savurduktan sonra düşürebildim elime yapışan zıkkımı… O kıyametten sonra ölüm korkusu sardı…
Deprem ardından daha kendimize gelemeden 7 Ekim Aksa Tufanı patlak verdi… Aha! boykot olmayan tekel sigara yok. Boykot olmadığını düşündüğümüz tüm sigaraların sonradan bir şekilde Yahudi köpeklere yarar şekilde satıldığını öğrenmeye başladık. Ben de sürekli kullandığım sigaranın Japonlara ait olduğunu zannediyordum. Onu da satmışlar… Resmen her gün kendimizi zehirleyerek, Yahudi domuzlara bağış yapıyormuşuz… Vicdan azabı tavan yaptı… Birkaç sefer denedim, yine bırakamadım. Tütüne döneyim dedim. Ağır geldi, içemedim. Yine bırakamadım… Ne denli bir bağımlılık olduğunun anlaşılması için bu kadar detaylandırarak anlatıyorum… Ama sigara denen musibetten kurtulmak için ekstra çabalamaya başladım. Sağlık problemlerim de baş göstermeye başlamıştı zaten…
İnsanın çevresindekilerin tutumu da bırakma noktasında çok etkili oluyor. Mesela bazıları vardı. Sözde hoca… Sözde arkadaş… Sözde Müslüman… Sigara içene kâfirden daha ağır bir muamele yaptıkları için onların şerefine bir tane daha yakıyorduk… Bırak sigaranın bırakılmasına faydalarını, sigara bağımlılığının sebeplerinden biridir bu tipler…
Her türlü bağımlılıkta karşıdaki insanı daha da teşvik edebileceğimizi, kışkırtabileceğimizi hesaba katarak belli bir doz da mücadele veya müdahale etmeliyiz. Aksi takdirde karşı tarafın inatlaşmasına ve daha da bağlanmasına vesile olarak vebale giriyoruz. Peygamber Efendimiz'in önerisine uyarak, ya hayır konuşmalı ya da susmalı…
Selahaddin Batur hocam var mesela… Allah ondan bin defa razı olsun… Normalde sigara içene bırak hayır yapmayı, selam vermeyi doğru bulmaz... Ama bir kere kem bir söz etmedi. Bir kere sigaradan dolayı ötekileştirmedi… Hatalı olduğumuzu bildiği halde bir kere bizden vazgeçmedi… Allah ondan razı olsun. Lütfü hocam var. Mardin'de eski Yeşilay başkanlarından… Aynı şekilde… Muazzam bir yöntemi var… Önce selam veriyor… Hal hatır soruyor… Dert tasa varsa gideriyor… Güncel hayattaki ilişkilerine olumsuz bir şekilde yansıtmıyor. Sonra başlıyor nabza göre nasihat etmeye… Paradan korkana, maddi kanaldan dem vuruyor. Candan korkana candan vaaz veriyor. Bakardı biz de ikisinin pek bir ehemmiyeti kalmamış… Başlardı damardan uyarmaya… Sen Müslüman bir adamsın… Etrafındaki gençleri de teşvik ediyorsun… Haramdır… Günahtır… Boykottur… Allah'tan kork… Kuldan utan… O sövüyor ama samimiyetine seni dert ettiğine bir kere inandığın için, ona güvendiğin için alınmıyorsun. Kızmıyorsun. Hatta haklı buluyorsun…
Bir gün yine Lütfü hocayı başka bir iş için aradım. Yeni evlenecek bir çift var. Onlara maddi destek bulabilir miyiz Bunu sormak için aradım sözde… Yine telefonda başladı nasihat etmeye… Sen daha sigarayı bırakmadın mı O gençler diyor… Ben ah ediyorum… Bir dal sigara kırıyorum. O haram diyor… Ben derinden bir ah daha çekip bir dal daha kırıyorum. Derken… Paketin tamamını kırdım, telefon görüşmesi bitmeden… Sonra da Lütfü hocaya söz verdim. Vallahi de billahi de bırakacağım Allah için diye… Selahaddin hocam ile Lütfü hocama bu konuda son derece müteşekkirim. Allah onlardan razı olsun. Girdikleri her ortamda korkmadan, çekinmeden bu illetle ve bağımlılığın her türü ile mücadele ediyorlar.
Nasıl bıraktım
1- Kabullenmek – ikna - inanç - karar
Sigaranın bırakılması gereken bir şey olduğunu kabullenerek işe başlamalıyız. Sigara kullanan insanların çoğu bunu kabullenmedikleri için hiçbir zaman bırakamazlar. Psikolojide de ilk kuraldır. Hastanın hastalığı kabullenmesi gerekir. Sigara bir hastalıktır. Cana zarardır. Mala zarardır. Aileye zarardır. Dine, devlete zarardır. Çünkü en nihayetinde bireysel iradeye zarardır. İradesi zayıf bireylerden oluşan iradesiz toplumlar hiçbir şey başaramazlar
Bu yüzden ilk aşama hastalığın kabulüdür. İkinci aşama senin için kıymetli sebeplere dayalı net bir karar vermektir. Ben sigarayı bırakacağım değil… Ben sigarayı bıraktım… Azaltarak, yok elektronik sigara kullanarak, yok nikotin sakızıyla sigara bırakılamaz. Külliyen yalan… Sigaranın yerine normal sakız çiğneme alışkanlığı kazanayım desen, aklıma geldikçe çekirdek çitleyeyim desen bile yine sigarayı bırakamazsın. Hatta zihninde sigaranın krallığını pekiştirirsin. Hiçbir şey senin yerini doldurmuyor deyip tekrar sigaraya başlarsın.
Karar aldığın dakika sana sigara uzatıldığında, ben kullanmıyorum demelisin. Bitti. Net. Neden kullanmıyorsun Çünkü Allah dostları haram fetvası veriyor… Çünkü cana, canlara her şeye zararlı… Çünkü boykot olmayan sigara yok… Çünkü para kıymetli… Çünkü ölmek istemiyorsun… Çünkü çocuklarına ve ümmetin gençlerine kötü örnek olmak istemiyorsun… Gibi gibi güçlü sebepler doğrultusunda önce kendin ikna olmalı ve kendine güvenmelisin. Çevrendeki sana güvenmeyen, inanmayan, aldığın kararı ciddiye almayan, destek olmak yerine dalga geçen, boşboğaz arkadaşlarını takmamalısın. Onlar istediklerini konuşsun, zararının ve faydanın kendine olduğunu asla unutmamalısın. Her konuda bu böyledir. Başarın veya başarısızlığın o insanların hayatlarını zerre miskal etkilemez. O yüzden kendi yoluna, işine bakmalısın.
2- İzolasyon ve netlik
Kabullendin... Bırakmaya ikna oldun. Kuvvetli sebeplerin var. Bu sağlam bir inanç oluşturdu. Ve bırakmaya karar verdin. Kırdın attın paketi. Çakmağı da birine hediye ettin. Bu sahne milyon kere gerçekleşebilir. Yine de vazgeçmezsen başarırsın Allah'ın izniyle… Belki de ilk bırakma girişiminde başaracaksın bilemiyoruz. Ama her bırakma girişimimizde şunu unutmayacağız.İlk günler sigara içilen ortamlarda bulunmamak çok önemli… Fakat sigara içilen ortamlara girmek zorunda kaldığınızda da geri durmamak gerekiyor. Neden Çünkü sen kuvvetli sebeplerden dolayı, kuvvetli bir karar aldın ve iradeli bir insansın. Bu yüzden çevrende sigara içilse de içmezsin. Ben normal zamanda da balkon dahil evde sigara içmezdim. Bırakma kararı aldıktan sonra işten izin aldım. Bir hafta eve kapandım. Zorunlu olmadığı sürece dışarı çıkmadım. Yanlış hatırlamıyorsam 2 veya 3 gün geçmişti. Bir arkadaş ortamına denk geldim. Bizim o zamanki dernek binasında oturuyoruz. 10 arkadaş birden sigara yaktı çevremde ve hiçbir şey olmamış gibi oturup muhabbete devam ettim. Çünkü ben sigarayı bıraktım. O an içten içe çıldırıyor olsam da sonradan normalleşeceğini biliyordum. Çıldırdım. Ama sabrettim hamdolsun. O ortamlardan kaçarsan sigaranın krallığını perçinlersin… Denge çok önemli… Sigaradan uzak dur. Ama denk gelirsen kaçma…