Ölenler öldüğüne göre edebiyat zamanı gelmiştir
1.Şiir: Balta
Hoş geldiniz. İbrahimdi değil mi
Neden hemen balta ile hemhal oluyorsunuz bayım
Güneşe gittiniz mi Yıldızlara Çarşı pazar gezdiniz mi
Gördünüz mü alışveriş merkezlerini
Atanma tanrısı ile tanıştınız mı
Bilir misiniz para için yaşayanları
Yasak âşıkları, Tanrı umursamazları
Dur, dur. Sarılmak yok öyle hemen baltaya...
Makam için sözünden dönenler diyarını gezmeden,
Akademik putlar inşa edenlere bir merhaba etmeden,
Hak namına konuşan Nemrutlarla bir çay içtiniz mi hem
Anne babanın dahi ticaretini yapmak nedir bilir misiniz
Bak mesela, uzay boşluğundan daha boş insanlarımız vardır.
Samimiyet kavramının yabancı lisan kabul edildiği beldelerimiz…
İnat ve tahammülsüzlük tanrısına dört dörtlük ibadet edenlerimiz…
Kardeşine… Evet kardeşine… Hatta bırak kardeşini, çocuklara kıyanlarımız vardır…
Sizde ne balta meraklısı çıktınız bayım!
Bakınız daha kimler kimler var…
Bana neci, sana neci, ona neci yığınlarımız…
Edebiyat nedir, ayet nedir bilmeyen insanlarımız…
Evladını severken, boğanlarımız…
Teknolojiyi aile edinen evlatlarımız...
İnsanlığın ne olduğunu bilmeyen insanlarımız…
Yok hocam, yok. Eskide kaldı ateşe, güneşe, yıldıza, aya tapanlarımız...
Yepyeni boy boy putlarımız var artık…
Buyrun. Lütfen. Baltanız…
2.şiir: Vaziyet
Fecaat naraların, neşvünema bulduğu sinelerde, sabi feryatlar yakıttır…
Sabi feryatların yakıt sayıldığı coğrafyalarda, musîkî tını yüksek, küllü titanik batıktır…
Hal böyle iken dahi âdemoğlu garba müptela bir yaratıktır!
Geçmiş geçmemiştir münteha… İstikbalin harı mazidedir…
Hanlar, bezirganlar, saraylar, sultanlar müstakbel topraktır münteha…
Zafer de, hezimet de hakkın tecellisidir...
Âdemoğlu kusurda tekrire meftun… Mukadderata itham, müddei iddiadan kaçar adım...
Kimdir zanaattan mes'ul; muallimleri, hekimleri, hakimleri
Valide sultan, evlat büyütmekten memnun değil…
Vah ki ne vah! Canım, cananım, memleketim, kara bahtım!
Mahluk eşreften bihaber, şems kamerden, hami himayeden, âlim ilimden bihaber…
Cümle müslim, tebessümden bihaber…
Sağcı sağından, solcu solundan, yolcu yolundan, bihaber!
Baba evlattan, evlat babadan, muallim talipten, talip muallimden bihaber,
İçimiz, iyilikten, kötülükten, görevden bihaber!
Mağlup olan yine âdem, inanmak mümkün mü
İlk imtihanı da son imtihanı da...
Yine iradesizlikten sebep… İnanmak mümkün mü
Meyve ile kaybetti… Cafcaflı araçları ile, villaları ile kaybetti…
Hanlık kaygıları ile şehvet kifayetsiz kalır vahşetle kaybetti…
Cinayetle, hatta dehşetle kaybetti… Yine kaybettik münteha…
Ez cümle. Kara gözümüz geçti.
Harlı közümüz geçti.
Allah'a sözümüz geçti.
Mayamız özümüz geçti. Savrulduk. Kahrolduk.