Dayılarının müsaade ettiği kadar namaz kılabilenlerin çağı… Allah ile arkadaş olmaya çalışanların çağı… Tahrifatı, güncelleme diye tanımlamayanların çağı… Münafıklığı, strateji-gelişim-yenilik şeklinde pazarlayanların çağı… Başka bir tabirle Rabbimizin salih kulları olmadığımız için hikâyeleri artık mutlu sonla bitmeyenlerin çağı… İbrahimleri ateşlere atabilenlerin çağı… Yusufları yoldan çıkarabilenlerin çağı… Musa'nın Hızır'la karşılaşmadığı çağ… İsa'nın dirileri dahi diriltemediği çağ… Muhammed Mustafa'nın; Ebu Bekir'siz, Ömer'siz, Osman'sız, Ali'siz, Hamza'sız, Musab'sız kaldığı çağ… Bir tek Hüseyinlerin aç ve susuz kalma geleneği aynı… Allah için çıktıkları yolda şehit edilmeleri aynı… Modern Yezidler işlerini yapmaya devam ediyorlar. Yahudiler bildiğiniz gibi… Peygamber bulamadıkları için torunlarını katlediyorlar… Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Çünkü hiç kimse olması gerektiği yerde değil. Çünkü hiç kimse göründüğü gibi yaşamıyor. Çünkü hiç kimse yaşamıyor. Yiyoruz. İçiyoruz. Ürüyoruz. Fitne çıkartıyoruz. Kan döküyoruz. Helak olmaya doğru koşar adım ilerliyoruz.
Çözüm: İdrak, irade, iman, omurga
Bu çağa omurga nakletmeliyiz. Bunun yolu da kişilerde; idrak, irade, imanın oturmasından geçer. İnsanların neden doğduklarını ve neden öleceklerini hatırlamalarını sağlamalıyız. İnsanların beynini ve kalbini kullanmalarını sağlamalıyız. Çevrelerindeki uyuşturucu etkenleri tanımalarını sağlamalıyız. Onları doğuranın ve öldürecek olanın Nemrut olmadığını idrak etmelerini sağlamalıyız. Güneş'in batıdan doğacağı günü ancak ve ancak Allah'ın vaat ettiğini idrak etmelerini sağlamalıyız. Temelde iman oturursa, omurga nakledilebilir. Omurganın Rabbini tanımayana, nakil işlemi ne yapsın… Üç kuruş daha fazla para kazanmak için yaptıkları işlerin omurgasızlık olduğunu anlatmalıyız onlara… Çok az miktar fayda karşılığında kazandıkları cehennemi anlatmalıyız. Kul hakkına girenin iflah olmayacağını ve daha da dibe batacağını anlatmalıyız. Bir beynin ve bir kalbin varlığından mütevellit, bir şeyi savunmanın gerekliliğini anlatmalıyız. Herhangi bir şeyi savunmayan insanın hayvandan çok daha aşağılık bir şey olduğunu anlatmalıyız. Bunların yanında savundukları uğruna Allah'a ihanet edenlerin omurgasızlıklarını da anlatmalıyız. Sonuçta nasıl helak edildiklerini de... Aynısını yapacak olanlara aynı muamelenin vaat edildiğini de… Hasılı önce insanların uyanmalarına yardımcı olmalıyız. İman, ölüm, münafıklık, modernizm, omurga kavramlarını tanımlamalarını sağlamalıyız. Önlerinde omurgalı adamlar var mı ki, bu kavramların manasını kavrayabilsinler
Omurgalı adamları konuşmalıyız
Belediyelerde dönen düzenbazlıkları veya sözde liderlerin sahte kahramanlıklarını değil… Omurgalı insanları konuşmalıyız. Güncel hayatımızın her yerinde; mesai sırasında, dışarıda çay içerken, evde ailenle otururken… Her yerde omurgalı insanlardan söz etmeliyiz.
Mesela İskilipli Atıf'ı, Şeyh Said'i konuşmalıyız. Dinden taviz vermemek için nasıl başlarını verdiklerini anlatmalıyız. Bediüzzaman Said Nursi'yi, Süleyman Hilmi Tunahan'ı konuşmalıyız. Kemalizm'in küfrüne karşı iman nuru ile nasıl direndiklerini, çektikleri sıkıntıları anlatmalıyız. İzzeddin El Kassam'ı konuşmalıyız. Filistin topraklarında İngilizlere karşı son ana kadar nasıl direndiğini ve şehit olduğunu anlatmalıyız.
Ömer Muhtar'ı anlatmalıyız. İdam sehpasında, boynunda urgan… "Sana beş dakika veriyorum. Pişman olur af dilersen seni bağışlarız" diyen İtalyan komutana, "Bana beş dakika verdiğiniz için size minnettarım. Hamdolsun ben ahiret azığımı aldım. Rabbime gidiyorum. Gelin bu beş dakika içerisinde ben size İslam'ı anlatayım. Siz de kurtulun" diyen ve son beş dakikasını İtalyan komutana İslam'ı anlatarak geçiren büyük kumandanı konuşalım her yerde…
Mesele Şeyh Ahmed Yasin'i konuşalım. Genç yaşta felçli kalmasına rağmen, yüreğindeki iman nuru ile Yahudileri perişan eden kocaman bir HAMAS teşkilatını nasıl kurduğunu ve şehadetini anlatalım her yerde… HAMAS, şehitler teşkilatıdır. Herkesten önce liderlerini şehit veren teşkilattır. Şeyh'in ardından başa geçen Doktor Abdulaziz Rantisi'yi konuşalım. Başa geçmesinden 1 ay dahi dolmadan şehit edilmesini sağlayacak kudretini konuşalım. İsmail Heniyye'yi konuşalım. Yahya Sinvar'ı konuşalım. Muhammed Dayf'ı konuşalım. Yıllarca Yahudilere nasıl kök söktürdüklerini konuşalım. Aslan gibi şehit oluşlarını konuşalım. HAMAS'ta lider olmak binlerce korumayla, yüz katlı saraylarda yaşamaya benzemez. Sıradaki lider, sıradaki şehit anlamına gelir. Bunu konuşalım ki, insanlar omurgalı liderler ile diğerlerini ayrıştırabilsin…