İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, televizyon ekranlarına her çıktığında daha da zor duruma düşüyor. Zira vaatleri sorulduğunda, "unuttum, hatırlamıyorum" gibi cevaplar veriyor. Durum öylesine vahim ki, düne kadar önünde siper olan, her hatasını gözü kapalı savunan "Saraçhane Medyası"nda dahi "Unuttum, hatırlamıyorum" sözleri için eleştiren haberler, yorumlar ekrana yansıyor. Belli ki 1 Nisan itibarıyla Kılıçdaroğlu'na rotayı kıracaklar. Yani İmamoğlu'nun kredisi gün gün tükeniyor.
Açık söylemek gerekirse İstanbullunun iç sesi tıpkı şarkıda olduğu gibi
"Unuttun beni zalim" diye yankılanıyor. İmamoğlu'nun rakibi Kurum ise her gün bir etkinlikte, televizyon ekranlarında projelerini anlatıyor. İnsanları tabut evlerden nasıl kurtaracağına dair detaylar veriyor. Kurum en son yaptığı açıklamada "Algı ile bu işleri yürütemezsiniz. 'Unuttum' diyerek, 'Hatırlamıyorum' diyerek bu işler olmaz." diye isim vermeden İmamoğlu'nu eleştirdi.
Gelelim esas meseleye İmamoğlu "unuttum, hatırlamıyorum" diye söz verdiği ama yapmadığı projeleri geçiştirmeye çalışıyor. Ama acaba İstanbullu o sözleri unuttu mu Zira arşiv İmamoğlu'nun vaatleriyle dolu ve artık o vaatler çizgi filmlere karikatürlere konu oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Van'dan söylediği çarpık, titan ilişkileri, gerçek CHP bu değil uyarısı, "Kurdukları çapraşık oyunla milletin aklıyla alay ettiler. İşin içine deste deste paraların da girmesiyle bu oyun iyice kirlendi" ifadesi dikkat çekiciydi.
Takdir milletin.
HALK TV KAFASI
CHP'liler CHP'ye en çok zararı Erdoğan'ı destekleyen bu mahallenin verdiğini düşünüyor. Oysa durum tam tersi. CHP'ye en çok zararı CHP medyası veriyor. Zira insaf ölçüleri, dillerinin kemiği yok. Ekrana çıkanlar, moderatörler, CHP'li gazeteciler milletin değerleriyle, ürettikleriyle ilgileri olmadığı gibi hassasiyetleri de yok. Pervasızca alay ediyor. Gerçek olup olmadığına bakmaksınız sırf Erdoğan'a zarar verir düşüncesiyle boş atıp dolu tutmaya çalışıyor. Yalan beyanlarda bulunmaktan çekinmiyor. Üstelik tüm bu süreçlerde mesleki itibarlarını da ciro ediyorlar. İsterseniz iki örnek üstünden meseleyi somutlaştıralım. CHP'nin para kuleleri skandalı patlak verdiğinde CHP'li gazeteciler İsmail Saymaz ve Şaban Sevinç, anlamadan dinlemeden hemen "Şantaj, montaj, kumpas" diye mesajlar paylaştı. AK Parti'nin seçimi kazanmak için operasyon yaptığını öne sürdü. Gazeteci Şaban Sevinç, "Ekrem İmamoğlu, Haçlı Ordusuna karşı mücadele ediyor." bile dedi.
Ve çok kısa bir süre sonra CHP'nin açıklamasıyla anlaşıldı ki görüntülerle şantaj yapan kişi bizzat o görüntülerdeki avukat. Montaj denilen görüntüler gerçek. Ve ortada bir kumpas değil, bizzat İmamoğlu'nun itirafı ile en hafif deyimle bir usulsüzlük var. Yani CHP medyası bu olayda sınıfta kaldı. Daha önceki pek çok olayda olduğu gibi. O yüzden CHP'de bir değişim olacaksa önce "Saraçhane Medyası"ndan başlanmalı. Gerçekten eğriye eğri, doğruya doğru diyen eleştirilerini hamasetle değil sağlam verilerle paylaşan gazetecilerin muhalefet medyasında yer alması ülke demokrasisi açısından da ciddi bir katkı olacaktır.
Yoksa bu "HALK TV kafası"nın CHP'yi götürebileceği bir yer yok.
Küçük bir not, Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı için Yeşilçam'dan örnek vermeyi sevdi. Geçen hafta "Bana Mazlum'u getirin" repliğini paylaşmıştı, bu kez "Tutmayın küçük enişteyi" diye seslendi. Arada bir de olsa siyasette tebessüm de ediyoruz yani J