Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan yaptığı çağrı kimilerinin kimyasını bozdu. Özellikle DEM'de bir sancıya sebep oldu. İmralı Heyeti'nde yer alan DEM'li Sırrı Süreyya Önder, "Pazarlık" iddiaları için "Öcalan'ın hiçbir şartı yok. Şerefim üzerine söylüyorum bu sürecin hiçbir şartı yok. Sadece yapılması gerekenler var ama onlar da şartı değil" ifadesini kullandı.
İmralı'dan yapılan çağrının terör örgütü PKK'nın tüm bileşenlerine olduğunu söyledi. Aynı akşam Halk TV'de ekrana çıkan DEM'li Tülay Hatimoğulları, "PKK başka PYD başka" söylemini yine dolaşıma sokuyor ve "Çağrıda PYD'nin adı geçmiyor" diye konuşuyordu.
Hatimoğulları daha önce de "Anadolu Gazze gibi olur" diye tehdit etmeye kalkmış, DEM'liler açıklamayı revize etmişti.
Özetlemek gerekirse DEM'in içinde de hem kafalar karışık hem de ajandalar farklı saiklerle dolu.
Kandil'e, PYD'ye göre pozisyon almaya çalışanlar var.
Oysa yapılması gereken belli.
Hele de Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'nın miadı doldu açıklamasından sonra DEM'in hızla Türkiye'nin partisi olma yoluna girmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli birkaç kez, "sabotaj" uyarısında bulundu...
Erdoğan'ın Büyükelçiler iftarındaki sözleri çok net...
"Kulaklara fısıldanan senaryoları çok iyi biliyoruz. Unutulmasın ki emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti, eninde sonunda buruşturulup bir kenara atılmaktır. Yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa izlenmesi gereken yol bellidir."
Afganistan'da uçak kanadından düşenler, Zelenskiy'in içine düştüğü durum ibretlik aslında. Bu yüzden "Terörsüz Türkiye" döneminde pusuda bekleyip ABD, İsrail'e güvenip ellerini ovuşturanlara bu kez fırsat verilmeyeceği kesin...
Erdoğan'ın sözleri DEM'e olduğu kadar bölgemiz üstüne plan yapan dış güçlere de aslında... Avrupa ülkeleri Putin-Trump korkusuyla terör kartını artık elinden atmaya hazır gibi görünüyor. Londra Zirvesi daveti bunun en açık kanıtı... ABD zaten gönülsüz, geriye İsrail ve İran kalıyor... Tahran'ın gücü ve etkinliği bölgede kırılmış vaziyette. İsrail ise en son Dürziler üstünden Suriye'de bir kışkırtma hamlesi yaptı. Ayrıca terör örgütü PKKPYD'ye açık desteğini de ilan etmekten çekinmiyor.
Bu arada Areda Survey'in Teröristbaşı Öcalan'ın çağrısı için yaptığı anket sonuçları da dikkat çekiciydi. Milletimizin meseleyi çok iyi anladığını, ihtiyatlı bir iyimserlikle konuya yaklaştığını ve silahların teslim edilip, terör örgütlerinin kepenk indirmesini beklediğini net olarak anladık.
Bu yüzden DEM'in içinde halen yaman çelişkilerle boğuşanların "Siyonizm'in kucağında akıbetimiz ne olur" sorusunu iyi tartması, düşünmesi gerekiyor... Pazartesi günü CHP'yi ziyaret edecekler. Bakalım ne olacak
Ancak, Erdoğan'ın sözleri çok net:
"Ne ülkemizin ne bölgemizin geleceğinde teröre yer olmadığını herkesin anlamasını, kabullenmesini, sonu hüsranla bitecek ham hayaller peşinde koşmak yerine planlarını buna göre yapmasını tavsiye ediyoruz."
Yani ya kadife eldivenli el ya da çelik yumruk...
Ayrıca Tahran yönetiminin de tüm bu süreci iyi okumasında fayda var.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İran'a yönelik, "Başka bir ülkede huzursuzluk yaratırsanız, başkaları da size aynısını yapabilir. Camınıza taş atılmasını istemiyorsanız komşunun camına taş atmamalısınız." ifadelerini kullanmıştı. ABD-İsrail saldırdığında Tahran'ın yüzünü döneceği belki de tek ülke geçmişte olduğu gibi Türkiye olacak. Ne diyelim; kendi düşen ağlamaz...
KARDEŞLİK KUCAKLAŞMASI
Erdoğan ile Aliyev'in sımsıcak kucaklaşması dostlarımızın yüzünde tatlı bir tebessüm, düşmanlarımızın kalbinde bir endişe doğurmuştur mutlaka...
Iğdır'dan Nahçıvan'a günlük iki milyon metreküp doğalgaz kapasiteli boru hattının açılması vesilesiyle gerçekleşen buluşmada dikkat çeken mesajlar verildi... Aliyev, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk Dünyası için imza attığı başarılara dikkat çekti... 10'u Avrupa olmak üzere 11 ülkeye yapılan yıllık 12-13 milyar metreküp doğalgazın arz güvenliği için Türkiye'nin ne kadar kritik önemde olduğunu anlattı.