"Etkileşim kasma" diye bir deyim var.
Milletin yarasını deşecek bir paylaşım buluyor.
Üstüne bir de çarpıcı örnek ekliyor.
Ardından ayarı veriyorsunuz.
Gelsin tıklanmalar,
Kemal Sunal'ın kiracı filmini paylaşıp, altına "bugünleri anlatıyor" diye yazan trol hesabı görünce aklıma bunlar geldi.
Zira Kemal Sunal'dan ev sahibi asgari ücretin neredeyse üç katı kira istiyordu. Yani bugünün hesabıyla 50 bin lira civarında. Ancak kimse şu soruyu sormuyor
Neden bizim ülkemizde 1987 yılında vizyona giren kiracı filmindeki gibi sorunlar bir türlü çözülemiyor. Neden ülkede darbeler oluyor, IMF kapıya dayanıyor, faiz lobisine yeniliyoruz
Hadi faturayı Erdoğan'a keselim iyi de memleketin bu sorunları son 20 yıla özgü değil ki Ne zaman başımızı kaldırmaya kalksak azıcık kalkınsak başımıza gelenleri yakın tarihimiz defalarca yazdı. Erdoğan da tüm bunları bizzat yaşadı.
Erdoğan bu sarmalı kırmaya çalıştı. Faizleri düşürdü. "Herkes düşük faizli kredi kullansın üretimi, pastayı, ülkeyi büyütelim" dedi. Biz ne yaptık. Bol bol alışveriş, kimimiz ev, arabaya yatırdı düşük faizli kredileri kimimiz dolara altına. Elbette hükümetin de hataları olmuştur bu süreçte ama çuvaldızı Erdoğan'a batırırken, iğneyi de kendimize batırsak mı biraz
Erdoğan o dönem yüksek faiz isteyenlere teslim olsaydı.
Ekonomi soğutulsa, üretim yavaşlasa, insanlar topluca işten çıkarmaların mağduru olsaydı o zaman ne diyecektik
"Enflasyonu düşürdü ama milleti işsiz, ekmeksiz bıraktı."
Kimseyi suçlamaya çalışmıyorum.
Demeye çalıştığım şu, Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatasıyla, sevabıyla hepimiz için çalışıyor.
Takdir milletin elbette ama kutlu doğumların zorlu olacağını da bilmek gerekiyor.
Bu yüzden son dönemde yaşanan "Erken seçim" tartışmalarına biraz da bu açıdan bakmak da fayda var gibi görünüyor. Zira Türkiye'nin istikrarlı bir 4 yıl yaşamasını istemeyenler, erken seçim çağrılarıyla kime hizmet ettiğini iyi hesap etmeli, günü kurtarma telaşıyla geleceği heba etmemeli. Şu anda memleketin bu kısır döngüden çıkması için elinde gerçek bir fırsat var. Özellikle verginin tavana yayılması, vergi kaçıran ve vergiden kaçınanların tespiti, milyonluk harcamalar yapıp, asgari ücretlik vergi ödeyenlerle mücadele edilmesi yani tüm bu süreçlerin bir hal yoluna koyulmasının tam zamanı.
Bu süreçte muhalefete de büyük görevler düşüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe'ye 4 saat süren bir brifing verdi. Sonrasında CHP'nin tavrı yaralayıcı oldu. Şimşek, sosyal medya paylaşımında bu duruma dikkat çekti.
"Görüşmeye ilişkin kamuoyuna yönelik mesajlarının tribün ve taraftar kaygısıyla verilmiş olduğunu izledik. Umarım bu tutum ve yaklaşım diyalog ve normalleşme ruhunu zedelemez." diye yazdı.
Tribünlere oynamak kolay ama gerçek çözümler üretmek gerekiyor.
Yoksa biz daha çok Kemal Sunal filmi izleriz.
Makarayı sürekli başa sarmaya devam ederiz.
Takdir milletin elbette.
"MİLLETİN EKMEĞİYLE OYNAMAYIN"
İmamoğlu yönetimi halkın ekmeğine yüzde 60 zam yaptı malumunuz.
Yani fırında 10 lira Halk Ekmek'te artık 8 lira.
Tabii haberciler sordu. İmamoğlu'na "Biraz fahiş bir zam olmadı mı" diye.
İmamoğlu pişkin pişkin herkesin gözünün içine baka baka yalan söyledi.