"Çok uzun ve çok meşakkatli bir yol. Asfalt tarafı da var, taşlı tozlu, patika yolları da var. Ama İnşallah o yolu milletimizle birlikte aşacağız"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu böyle söyledi. CHP'de Cumhurbaşkanı adayı olmak için resmi başvurusunu yaptı.
Sosyal medyadan yaptığı paylaşımda dikkatimi çeken üç başlık var.
Parlamenter sisteme dönüş...
Partizanlığa son vermek...
Çok çalışmak...
İmamoğlu bunları vadediyor.
Üç başlığı da kısaca ele alalım.
Parlamenter sisteme dönüşe millet 2023 Mayıs seçiminde "Hayır" dedi zaten...
"Partizanlığa son vermek" çok iddialı bir ifade... Hele de Saraçhane Medyası gerçeği, İBB'yi 82 bin kişiyle alıp, 23 bin kişi işten çıkarıp buna rağmen kadroyu 112 bin kişiye çıkarmışken...
Ayrıca Nepotizm: yani eş dost akraba atamaları CHP'de ayyuka çıkmışken...
"Çok çalışmak" başlığı içinse hiçbir şey yazmıyorum.
Takdir İstanbulluların...
Şimdi gelelim başlığa CHP'deki ön seçim meselesine aslında sonuç başlamadan belli.
Zira İmamoğlu'nun hem rakibi yok hem de Kılıçdaroğlu'nu devirme sürecinde kongrede ne kadar etkili olduğunu bilmeyen... Bu yüzden İmamoğlu'nun CHP'den Cumhurbaşkanı adayı olması kesin gibi görünüyor. Yani "İmamoğlu, İmamoğlu'nu seçecek"
Peki ama ya sonrası...
Ben tam bu satırları yazarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Sahte diploma" iddialarıyla ilgili YÖK'ün hazırladığı rapor doğrultusunda İmamoğlu'na "Resmi Belgede Sahtecilik" soruşturması başlattığı haberi geldi. İmamoğlu 26 Şubat'ta ifade vermeye çağrıldı.
Yani Çağlayan'daki adliye önünde yeni bir otobüs üstü şovu bizi bekliyor. Burada en önemli mesele İmamoğlu'nun diploma sürecinde gerçekten "Resmi belgede sahtecilik" yapılıp yapılmadığı meselesi...
Zira yasa dışı yollarla elde edildiği belirlenirse diplomanın iptali söz konusu olur... Yani İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci ciddi zarar görür... CHP'liler bu konularla ilgili sürekli olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteriyor. Ama ben bakış açısını değiştirip bir de İmamoğlu'nun asıl rakibi olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a bakılmasını tavsiye ederim.
Ne demişti Yavaş; Gün ola harman ola kim öle kim kala...
HAYALLER YARIM KALMASIN
Fransız Le Point dergisi "2025, yeni dünya düzeni" Kapağıyla çıktı.
Dünyaya yön veren dört lider var.
Trump, Putin, Şii ve Erdoğan...
Yani Fransız dergisine göre, yeni dünya düzenini ABD, Rusya, Çin ve Türkiye şekillendirecek.
Avrupa'dan tek bir lider yok...
Ne Macron, ne Scholz ne de Meloni...
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan kürenin etrafındaki dört liderden biri olarak orada duruyor.
Türkiye'deki Kılıçdaroğlu'na oy veren yüzde 48'in gördüğü Erdoğan ile dünyanın gördüğü Erdoğan epey farklı aslında...
"Dünya 5'ten büyüktür" diyen, İsrail'e "One minute" çeken, Gazze'nin sesi olan, savunma sanayisinde büyük atılımlar yapan...
ABD Başkanı Trump'ın deyimiyle "Bölgenin kilit ülkesini yöneten, çok güçlü bir ordu kuran,"
Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in deyimiyle Müslüman dünyanın lideri olan Erdoğan...
Azerbaycan Lideri Aliyev'in bakışıyla can kardeşi için vuruşmaya hazır,
Libya için toplu mezarların önüne geçen lider Erdoğan profili var...
Diğer tarafı uzun yazmaya gerek yok...
"Diktatör Erdoğan" manşetlerine baksak yeterli.
Tüm bunları niye yazdığıma gelince.
AK Parti 8. Olağan Büyük Kurultayı öncesi Erdoğan bir klip ve mesaj paylaştı...
"Aziz milletimizin kaderini değiştiren, Türkiye Yüzyılı'na emin adımlarla ilerleyen kutlu yolculuğumuzda, Allah'ın izniyle yarım kalan hiçbir hikâye olmayacak..." diye yazdı.
Erdoğan, yerel seçimde milletten aldığı mesajın gereğini yapmak için çalışmaya, AK Parti'yi yenilemeye devam ediyor.