Sosyal medyadaki etiketi görünce ister istemez yine neymiş bu kadar gündem olan diye baktım.
Meğer bizim Olimpiyat Milli Takımı'nın kıyafetleriymiş.
"İsrail renkleri" diyen de var
"Pijama, gecelik gibi olmuş" diyen de...
Ben İsrail'i Olimpiyatlardan atmadıkları için zaten takip etmiyorum.
Paris Olimpiyatları ölü doğdu gibi...
Bir de zaten LGBT şovuna döndüğü için zaten eleştirilerin odağındaydı. Cinsel organ teşhirine kadar varan şovlar ekranlara yansımış.
Yani Paris kafası zaten biraz marjinaldi artık işin çivisi çıkmış gibi.
Bu yüzden belki normalde bu kadar göze batmayacak olan bizim sporcuların kıyafetleri de tuz biber oldu sanki.
Benim bakış açım, "Moda insanın kendisine yakışanı giymesidir" şeklinde, ama ne yalan söyleyeyim. Kıyafetleri ben de beğenmedim.
Takdir sizin...
MESELE KÜFELİK OLMAK DEĞİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 cümle kurdu.
CHP'nin kimyası bozuldu.
Açık söylemem gerekirse uzunca bir süre sonra ilk kez muhalefet bu kez savunma pozisyonundaydı. Yani Erdoğan, eski günlerde olduğu gibi söylem ve gündem üstünlüğünü ele aldı.
Peki ne söyledi.
Aslında herkesin malumu, yerel yönetimlerin borç sarmalına dikkat çekti.
Sürekli emekli istismarı yapa CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e seslendi; "Emeklileri bu kadar çok düşünüyorsan. Talimat ver. CHP'li Belediye Başkanları SGK'ya olan borçlarını ödesin" dedi.
Sonrasında nasıl bir ipe un sermeler,
Kırk dereden kırk su getirmeler...
"Vay efendim CHP'li belediyeler çalışamasın diye yapıyorlar"
"Yok efendim gerekirse biz o çöpleri elimizle toplarız"lar
"Biz o borçları AK Partili belediyelerden devraldık"lar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurmayları, belediye başkanları nasıl bir defansa geçti anlatamam. Hadi onları anladık peki ya yıllık 14 milyon lira maaş aldığı yazılan gazeteciye ne demeli Ya da 22 milyon liralık Roma turundan boy boy poz paylaşan gazeteci...
Hayır anlamıyorum da, sosyal demokrat anlayış, işçinin emekçinin hakkı olan SGK primlerini yatırma bırak batık kalsın mı diyor
Bu fondaş, candaş, mangırcı gazeteciler koro haline gelmiş.
CHP'nin borcunu savunmak için hançerelerini yırtıyor.
Biri de çıkıp demiyor ki "madem SGK primini bile ödeyemiyorsun. İBB'nin kadrosunu niye 80 bin kişiden 112 bin kişiye çıkardın"
Öte yandan muhalefetin tüm tezleri de çöktü.
Zira Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, tüm borç dökümünü madde madde paylaştı.
En borçlu beş belediyenin CHP'li olduğunu açıklaması, borcun yüzde 67'sinin CHP'li belediyelere ait olduğunu söylemesiyle süngüler düştü.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa'da küfe şov yaptı.
Arkadan ve yandan iki kişinin desteğiyle boş küfeyi sırtlayan Özel, hoş ama boş bir şov yaptı.
Zira Erdoğan'ın küfesini 22 yıldır alt ve üst yapı yatırımlarıyla, terörle mücadeleyle, milli teknoloji, savunma, enerji hamleleriyle dolduruyor.
Daha yeni çığır açan teknolojilerde 30 milyar dolarlık teşvik paketi açıkladı.
Hidrojen, elektrikli araçlar, büyük veri yönetimi, çip fabrikası, yeşil enerji yatırımları diye uzunca bir liste paylaştı. Yeni Erdoğan,
"Önce pastayı büyütelim, sonra adilce bölüşelim" mesajı veriyor.
Biraz daha sabırla koruktan helva olacak hep birlikte göreceğiz.
Buradan net olarak söyleyeyim.
Sadece CHP değil, ister AK Partili olsun, ister MHP, İYİ Parti ya da diğerleri herkesin SGK borçlarını yatırması gerekiyor. Zaten devlette uzun vadeli bir ödeme planı sunuyor. Sanki her an hacze gelecekmiş gibi bir rüzgar estiriliyor. Burada her daim yolsuzluk, usulsüzlük, rant ile anılan ve her daim de CHP'li zihniyetin yönettiği Şişli Belediyesi'ne de bir parantez açmak lazım...
Özetle şöyle diyoruz...
Sen Şişli Belediyesi'sin; 1 milyar 800 milyon liralık SGK borcu da nedir
Ve son bir not Pazartesi günü maaşlarını alamayan işçiler Şişli Belediyesi önünde büyük bir eylem yapmaya hazırlanıyor.
Ne diyelim işçinin alın teri kurumadan hakkını vermesini beklemek Şişli için biraz lüks galiba. Unutmayın, mesele küfelik olmak değil küfeyi doldurmak ve taşımakla ilgili...
AH BE TURİZMCİ KARDEŞ
Benim çocukluğum, gençliğim Sultanahmet'te geçti.
O zamanlar bir deyim vardı.
"Eminönü'nde sirkeyi çorba diye satsan, bir içen bir daha içmese yine de milyoner olursun" derlerdi.
Bir de eski otogar dönemlerine atıfla, tekinsiz tipler için.
"Bunlar Topkapı esnafı adamı yerler ayakkabısıyla da ağzını silerler" denirdi.
Turizm cephesinde son yaşananlara baktıkça bu iki söz aklıma geliyor.
Gazeteci Ağabeyimiz Hakkı Öcal, tatil yaptığı plajdan bir fotoğraf attı.
Bomboş.
Sormuş otel müdürüne "neden böyle" diye.
Anlattığına göre, Turizm acentelerinin yaptığı ama paylaşmadığı bir ankete göre tatile gelmeme sebeplerinde ilk sırada