Suriye'deki gelişmeleri hepimiz yakından takip ediyoruz.
Meselenin askeri, güvenlik ve siyasi boyutlarını günlerdir konuşuyoruz. Ancak benim dikkatinizi çekmek istediğim bir başka boyut var.
Ev ve işyeri kiraları...
Zira Türkiye'deki üç buçuk milyon Suriyeli sığınmacının büyük bölümünün ülkesine dönmesinin yolu açıldı.
Yani bir başka deyişle yakın zamanda geçtiğiniz sokaklarda kiralık daire iş yeri ilanlarının patlamış mısır gibi çoğaldığını görürseniz hiç ama hiç şaşırmayın.
Yani demem o ki yakında ev ve işyeri kiralarında ciddi bir yavaşlama hatta gerileme söz konusu olabilir.
Bir başka deyişle o şu kadar kira istiyor ben de o kadar kira isterim dönemi kapanıyor gibi görünüyor. Umarım bu durum enflasyonla mücadeleye de ciddi katkı sağlayacaktır.
Tabii meselenin bir başka boyutuysa iş gücü meselesi...
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Evet Türkiye'de yüzde 8,7 civarında bir işsizlik istatistiği var ama özellikle "sığınmacıların çalıştığı zor işleri yapmak isteyen kaç kişi var" sorusu ortada duruyor.
Yani konfeksiyon işçisi, lastik tamircisi, tarlada, bahçede sebze, meyve ürün toplayan, günübirlik işler gibi birçok alanda ciddi sıkıntılar önümüzdeki dönemde karşımıza çıkabilir.
Sığınmacıların evine dönüşünün bir başka boyutuysa muhalefetin elindeki bir kartı daha kaybedecek olması...
Zira çok uzunca bir süre sığınmacılar üstünden siyaset yaptılar, oy devşirdiler. Üstelik de birbiriyle çok çelişkili bir politika çizgisi izlediler. Örneğin bir yandan sığınmacıların Suriye'ye gönderilmesini isterken, diğer yandan askerin Suriye ve Irak'tan çekilmesini istediler. Askeri çekince Türkiye'ye yönelik göç akını nasıl durdurulacak sorusuna bir cevap vermeden üstelik. Bakın CHP'nin Gölge Dışişleri Bakanı İlhan Uzgel tartışma programında aynen şöyle söyledi.
"Esad sizinle görüşmüyor diye gidip Halep'i almanız mı lazım"
Neyse sözü çok uzatmaya gerek yok. Takdir milletin elbette. Umarım Suriye'deki gelişmeler hem bölgemiz hem de Türkiye için hayırlara vesile olur.
KAAN EFSANE OLACAK
Terör örgütü PKK'nın saldırısında 5 şehit verdiğimiz TUSAŞ hızla toparlandı. Türkiye'nin gücüne güç katmaya devam ediyor.
Saldırı sonrası tesisin duvarına yazılan "İnadına çalışacağız, İnadına üreteceğiz" şiarınca bu kez Milli Muharip Uçak KAAN'ın art yakıcı testinden önce iki kare fotoğraf sonra görüntüler paylaşıldı.
Açık söylemem gerekirse yüreği bu ülke ile çarpan evlatlarımızla bir kez daha gurur duydum. Zira art yakıcı testi en kritik aşamalardan biri KAAN'ın ses üstü hız kabiliyetine ulaşması anlamına geliyor.
Özellikle oluşan yüksek ısıya karşı egzoz ve diğer ekipmanların dayanıklı alaşımlardan üretilmesi çok büyük bir başarı. Zira dünya bu teknolojiyi sır gibi saklıyor. Ama bizim evlatlarımız bunu da başardılar. KAAN inşallah 3 yıl sonra Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterinde olacak.
Yani muhalif kafayla küçümsedikleri kalorifer peteği Gök Vatan'ı savunacak.
KULE VAR KULE VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep'teki 5 bin 113 deprem konutunun anahtar teslim töreninde muhalefete yönelik eleştirilerini paylaştı. Bir anlamda "Kule var, kule var" mesajı verdi.
Erdoğan, "Kule deyince bizim aklımıza Çamlıca Kulesi, İstanbul Havalimanı Kulesi, Çanakkale Köprüsü Kulesi geliyor. Muhalefetin aklınaysa bir tek para geliyor" ifadesini kullandı.
Ardından da CHP'li belediyelerin SKG prim borçlarını hatırlattı. Borcunuzu ödeyin mesajı verdi.
Aynı dakikalarda CHP Genel Başkanı Özür Özel de "asgari ücret 30 bin lira, en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı" diye esip gürlüyordu. Yazıyı Erdoğan'ın sözleriyle bitirelim.
"Biz karıncalar gibi çalışıyoruz. 22 yıllık iktidarımızda milleti hayal kırıklığına uğratmadık. Ana muhalefet gibi bol keseden vadedip sonra üstüne sünger çekenlerden olmadık."