Ankara'dan gelen haberi duyduğumda aklıma ilk Zülfü Livaneli'nin "Bir şafaktan bir şafağa" türküsü geldi...
Ama sözlerini biraz değiştirerek söyledim içimden.
Bilenler hemen hatırlayacaktır.
Bir davadan bir davaya,
Bir hançerden bir hançere
Merhaba demeden daha
Bu gitmeler gitmek değil...
Bu yüzden CHP'nin 38. Olağan Genel Kurulu'nun iptali için CHP'li muhaliflerin beklediği olmadı. Mahkeme kongrenin iptali talebini reddetti. "Mutlak butlan" beklentisi içinde olanların eli boş kaldı.
Şimdi meselenin iki boyut var.
Birisini manşete yazdım zaten.
CHP'de zaten bir süredir muhalif kıyımı mevsimi vardı.
Şimdi İmamoğlu-Özel ikilisi yakaladığı güçlü rüzgarla CHP'li muhalifleri sallamaya devam edecektir. Yani yaprak dökümü hızlanacak. Tabii beraberinde hançerleme siyaseti, ifşalar da...
Berhan Şimşek'in jet hızıyla ihracı bir işaret zaten.
Şimşek "İmamoğlu Holding'den atıldık" diye kararı yorumladı.
Ama hemen söyleyelim bu CHP'nin iç meselesi...
Bizi ilgilendiren esas önemli boyutuysa CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bugüne kadar çıktığı her kürsüde, bulduğu her mikrofonda hakim ve savcıları tehdit ve tahkir etmesi...
Zira Özel, sürekli olarak soruşturmalarla ilgili olarak "Saray'ın yargısı, Erdoğan'ın hakim-savcıları" diye tezviratlarda bulundu. "Devran dönecek sizi yargılayacağız" diye tehditler savurdu. Peki şimdi Ankara'dan çıkan yargı kararını nereye koyacak
Hani "Saray'ın yargısı"ydı.
Karardan sonra CHP açıklamasına bakıyoruz.
"Tertemiz kurultayımıza çamur atarak, bu ve benzeri davalardan medet umanlar hayal kırıklığına uğrasa da, yargı bağımsız ve tarafsız olduğu sürece haklı olanlar kazanacaktır..."
Açıklamanın hemen ardından İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nde yargılandığı bir ihaleye fesat karıştırma davasından da beraat ettiği haberi geldi.
Güzel de şimdi adama sormazlar mı
Yargı kararı lehinize olduğu zaman mı bağımsız yargı karar veriyor. CHP'linin CHP'liyi şikayet ve ihbar ettiği durumlarda görevini yapan savcıların ortaya koyduğu iddianamelere şimdi nasıl "iftiraname" diyeceksiniz.
Belli ki CHP, eski Türkiye'deki 28 şubat yargısını özlüyor.
Ancak o günler geride kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin bu tehdit dili için net bir mesaj verdi.
"Biliyorsunuz bunların düşünce yapısı hala Yassıada. Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hala kurtulamadılar. Burada 'arsız hırsız, ev sahibini bastırır' sözü var ya bunlar şimdi aynen bunu oynuyorlar. Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların 'cambaza bak' siyasetini çok iyi biliyor"
Ne diyelim. Takdir milletin elbette...
"İBB'DEN CASUSLUK" SORUŞTURMASI
CHP Medyası, İmamoğlu trolleri hemen soruşturmayı sulandırma çabası içine girdi...
Dilek İmamoğlu, "Roma'yı da biz yaktık" diye mesaj attı.
Biz adım adım süreci anlatalım.
Meseleye dair değerlendirmeyi siz yapın.
İmamoğlu, 2019 yılında göreve gelir gelmez ilk icraatı İBB'deki tüm verilerin özel bir şirkete devredilmesi emri oldu. Hatırlayın o dönem kıyamet koptu. Neden sorusunun sağlıklı bir cevabı yoktu. Zaten AK Parti mahkemeye başvurdu. Verilerin İBB dışına çıkarılması mahkeme kararıyla engellendi. Sonra İmamoğlu, ABD ile iki kez masaya oturdu. 2019 yılında İstanbulluların tüm trafik verisi ABD'li USTDA'ya 5 milyon dolar 'hibe' karşılığında devredilmesi için imza atıldı. 2021 yılında Anadolu Yakası için bir milyon dolarlık bir hibe anlaşması daha yapıldı. Milyar dolarlık bütçesi olan İBB neden ABD'ye bu verileri vermek için bu kadar istekliydi sorusunun bir cevabı yoktu. ABD neden bu verilen için 6 milyon dolar hibe ediyor Sorusuna da kimse cevap vermedi. Ama internet kullanan

13