Gençler bilmez, bizim gençliğimizde "Küçük Emrah" vardı...
Arabeskin önemli çocuk şarkıcılarından biriydi...
"Boynu bükükler" şarkısını söylediğinde yürekler dağlanırdı.
Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te Trump'ın karşısındaki sandalyeye dizilenleri görünce aklıma o şarkı geldi...
Mutluluk nedir bilmezler
Hep ağlarlar hiç gülmezler
Nedense hiç sevilmezler boynu bükükler
Garip yetimler
Şarkı böyle devam ediyor.
Sözler de herhalde en çok Zelenskiy'e uyuyor...
ABD Başkanı Trump'ın Avrupalı liderleri boncuk dizer gibi yan yana oturttuğu, karşılarına geçip masanın arkasından "Patron benim" pozu verdiği o kare bence tarihe geçti...
Zaten ortak açıklamada, Fransa, Almanya, İtalya, NATO, AB adına yapılan açıklamalarda da "Biz ettik sen etme, büyüksün" mesajları vardı.
"Kilidi siz çözdünüz"
"Diyalog kapılarını açtınız"
"Size güveniyoruz, siz de bize güvenebilirsiniz"
"Büyük liderlik gösterdiniz"
gibi ifadeler canlı yayında paylaşıldı.
Trump'ın keyfi yerine geldi.
Açık söyleyeyim fotoğraf ilk paylaşıldığında 24 Dış Haber Müdürümüz Çağrı Alkan ile "Acaba yapay zeka işi mi" diye araştırma ihtiyacı hissettik...
Zira o karede net bir küçümseme vardı.
Alaska'da Putin'in üstünden savaş uçakları uçuran Trump, Avrupa'ya da bir ayar verdi...
Bu fotoğrafa bakan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in akıl hocası dış politika başdanışmanı Namık Tan ise öyle bir okuma yapmış ki, emekli büyükelçi değil de kahvehane muhabbeti gibi olmuş.
Ne diyor Namık Tan...
Ukrayna konusundaki en önemli toplantıda Türkiye nerede
"Çok başarılı" palavralarıyla kutsanan dış politikada Türkiye'nin geldiği son nokta: Dikkate bile alınmama ve hatta dışlanmışlık. Aynen Suriye konusunda da olduğu gibi...
Sayın Namık Tan'ın da anlayacağını umarak; tane tane anlatalım...
1- Masadaki herkes Ukrayna tarafında, oysa Türkiye süreç boyunca tarafsız kaldı... İşgali de reddetti, Rusya'ya yönelik ambargolara katılmayı da...
2- Masadaki herkes ABD'ye bir anlamda güvenlik dilenmeye gelmiş vaziyette... Yani sırtını ABD'ye ve NATO'ya yaslamak istiyor. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan sırtını bugüne kadar sadece millete yasladı.
3- Cumhurbaşkanı Erdoğan bugüne kadar Trump ile tüm görüşmelerini eşit statüde karşılıklı oturarak yaptı... Erdoğan'ın böyle bir sandalyeye razı olacağını düşünmek dış politika okumalarında gerçek anlamda bir çuvallama olurdu.
Gelelim Tan'ın Ukrayna konusunda Türkiye'nin dışlandığı tezine...
Beyaz Saray'daki o tarihi zirveden hemen sonra Türkiye'yi sizce kim aradı...
a- ABD Dışişleri Bakanı Rubio
b- NATO Genel Sekreteri Rutte
c- Rusya Lideri Putin
d- Hollanda Başbakanı Schoof
e- Hepsi...
Cevabı siz zaten biliyorsunuz...
Elbette hepsi aradı...
Erdoğan-Putin görüşmesinde, Alaska Zirvesi, barış süreci ve son gelişmeler konuşuldu.
Rusya Devlet Başkanı Putin, İstanbul sürecine de dikkat çekerek, barış görüşmelerine Türkiye'nin ev sahipliği yapması ve gösterdiği gayretler nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
Ukrayna lideri Zelenskiy'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şemsiyesi altındaki pozu ise hala hafızamızda.
Yine CHP Genel Başkanı Özel'in akıl hocası Namık Tan'ın bir başka iddiası üstünden gidelim...
Türkiye'nin Suriye'de olmadığını iddia ediyor.
Riyad'daki zirveden Erdoğan'ı arayıp toplantıya katılmasını isteyen bizzat ABD Başkanı Trump oldu.
Suriye konusunda destek istemeye giden Netanyahu'ya, "Erdoğan iyi bir dostum, sorunları çözebiliriz ama makul olmalısın" diyen...
"Erdoğan'ı aradım 'Suriye'yi kazandın' dedim" diyen Trump'ın bizatihi kendisi...
Bu arada bu satırları da Tangiller belki anlar diye yazmıyorum.