Alnındaki Haç

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun alnına haç çizip canlı yayına çıktığı görüntüleri görünce aklıma "Haçlı Seferleri gerçekten bitti mi" sorusu geldi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güvenlik güçleriyle yaptığı iftardaki konuşmasından bir bölümü sizinle paylaşmak istiyorum.

Erdoğan, "Bir asır önce oynanan oyunun tekrarına izin verirsek ne atalarımız ne de gelecek nesiller bizi affeder. Sultan Alparslan'ın ve Selahaddin Eyyubi'nin torunları olarak el ele gönül gönüle vererek, Siyonistlerin bölgemizde yeni ameliyatlar yapmalarına Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz." Sözlerini tesadüfen mi seçti sizce

Erdoğan bir asır öncesinden söz ediyor.

Ben sizi 10 asır öncesine götüreyim.

Zira beni de o günlere TRT Belgesel'deki "Savaşın Efsaneleri" götürdü. İkinci haçlı seferini akamete uğratan Büyük Komutanlardan biri olan, Nureddin Mahmud Zengi, 1149'da Antakya Prensi Raymond'u Afrin Muharebesi'nde öldürdü. Raymond ile omuz omuza savaşanlardan biri de Haşhaşilerin Komutanı Ali İbn Vefa idi. Yani haçlılar her daim yanlarında ihanet için hazır güçleri buldular.

Bir başka deyişle bulunduğumuz coğrafyada her daim ihanetler, tefrikalar, Bizans oyunları oldu...

Kısa süre önce de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran'ı uyarması boşuna değildi elbette.

Fidan, "Eğer siz başka bir ülkedeki bir grubu destekleyerek orada rahatsızlık oluşturmak isterseniz, başka bir ülke de sizdeki başka bir grubu destekleyerek size rahatsızlık oluşturmak ister. Dolayısıyla camınıza taş atılmasını istemiyorsanız başkasının camına taş atmayacaksınız." İfadesini kullandı.

Zira kısa süre önce, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti "Şu anda Suriye'nin geleceğini tahmin etmek mümkün değil, ancak kanıtlar ve İran'ın gördükleri, devletin parçalanmasının ön hazırlıkları olduğunu gösteriyor" dedi. Sonra Lazkiye'de Esed'den geriye kalan silahlı güçler, Şam yönetiminin güvenlik güçlerine pusu kurdu. Katliamlar yaptı.

Demem o iki aradan 10 asır da geçse, bir asır da geçse bulunduğumuz coğrafya böyle bir coğrafya, alnına haç işareti çizip ekranlarda boy gösterenler de, Siyonizm'in çocukları da hafızalarını her daim diri tutuyorlar. Bu yüzden bizim de hem hafızamızı diri tutmamız hem de ihanetleri unutmamız gerekiyor.

Zira unutursak "Geldikleri gibi gidenler" yine gelirler, yine yaparlar...

Ancak enseyi de karartmamak gerekiyor. Zira bu topraklarda her daim, Nureddin Mahmud Zengiler, Sultan Alparslanlar, Selahaddin Eyyübiler, Mustafa Kemal Atatürkler de olacak... Tüm mesele, "Geldikleri gibi gidenler" tekrar gelmesin diye kıyamete kadar süren bir mücadeleye, kavgaya hazır olmak...

TÜSİAD NEDEN SUSKUN

"Terörsüz Türkiye"yi inşa etmeye çok ama çok yakınız...

Cumhurbaşkanı Erdoğan hem umutlu hem de kararlı mesajlar veriyor.

O mesajlara STK'lardan, İş dünyasından da destek açıklamaları peş peşe geldi...

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda atılan adımları güçlü bir şekilde destekliyoruz" ifadesini kullandı. Tarihi bir fırsat yakalandığını söyledi.