Kimine göre dahi.
Kimine göre sadece asker.
Kimine göre bir faşist.
Kimine göre de devri geçti!
Ancak hiç kimsenin inkâr edemeyeceği kadar gerçek
Tarihin tekerleğini ileriye döndürerek kuldan, marabadan yurttaşlığa, etnik ve dinsel örgütlenmeden ulus devlete geçişin önderi
100 yıldır parçalanarak yok olması için uğraşılan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusundan bahsediyorum.
Özellikle de son 22 yıldır devrimleri örselenen, hakarete uğrayan ama asla milletin gönlünden silinmeyen Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ü saygı ve minnet ile anıyorum.
Bu uğurda canını, kanını veren tüm şehit ve gazilerimizi de rahmet ile anıyorum
Türkiye'de son 22 yıldır en çok tartışılan konuların başında ulus devlet ve ulusmillet kavramı yer almaktadır.
16 Nisan 2016'da kaldırılan, Atatürk rejiminin kurduğu devlet, etnik temelde kurulmuş bir devlet değildir!
Bir yanda İngilizler ve işbirlikçi Vahdettin hükümeti diğer yanda ise emperyalizm ve işgal karşıtları.
Etnik ve dinsel farklılıklarını gözetmeden bir araya gelmiş vatansever Müdafaa-i Hukukçular!
Farklı etnik ve dinsel yapıdan binlerce yurttaşımız, omuz omuza savaşmış vedevletin adına Türkiye Cumhuriyeti, milletin adına da Türk Milleti demiştir.
Dünya tarihinde bu mücadeleye devrim denir!
Atatürk'te, etnik temelde bir millet tanımı ve devlet ideolojisi yoktur.
Gelişmiş ülkelerdeki ulus devletin kuruluş süreci ile bizim ulus devletimizin kuruluş süreci de üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Emperyalizme baş kaldıran ilk ulus olarak da tarihte yerimizi aldığımız için dün İngiliz, bugün de ABD emperyalizmi Atatürk'ü hiç unutmamıştır.
Bugüne gelirsek yeni anayasa tartışmalarının yoğunlaştığı bugünlerde herkes etnik ve dinsel bir tanım olmayan Atatürk'ün tanımını tekrar hatırlamalıdır.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."