CHP'nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Kasım'da yargıç karşısındaydı.

Duruşmada yaptığı konuşmanın, en çarpıcı bölümü BOP'un 2. fazının başladığı idi.

2004'te hayata geçen bu proje, Afrika'nın kuzeyi ve Türkiye dâhil Ortadoğu'daki 26 ülkenin rejimlerinin ve sınırlarının değiştirilmesidir.

ABD direnenleri Irak'ta olduğu gibi doğrudan işgal ile direnemeyen ülkeleri ise projede görev alan eşbaşkanlar eli ile kargaşa yaratarak rejim karşıtlarını iktidara getirmiştir.

Bölgede bu yıkım ve parçalanma sürecini durduran Tunus ve Mısır olmuştur.

Direnen diğer bir ülke olan İran'da ise Reisi'nin öldürülmesi ile parçalanma süreci hızlanmıştır.

Dolayısıyla BOP bu kadar geniş bir bölgede uygulanırken Kılıçdaroğlu'nun tarihi uyarıları son derece önemliydi...

En önemlisi ise içerde yaşanan her şeyin dışarıda yaşananlardan bağımsız olmadığı gerçeğini vurgulamasıydı...

İran, başkent Tahran'ı güneye taşıyor!

İran'ın rejim muhalifi Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, "Ülkenin yeni ekonomik ve siyasi merkezini daha güneye ve denize yakın bir noktaya taşımak zorundayız" dedi!

Şaka değil!

Bugün İran'ın başına getirilen Pezaşkiyan aslında Eylül ayında Irak'a yaptığı ziyaret ile açılımı başlatmıştı.

"Irak'ın her kesimiyle ilişkilerimizin gelişmesini istiyorum. Gençliğimde bile bölgede sınırların kalmayacağını, ilişkilerimizin daha güçlü olacağını hayal ederdim" dedi!

Bu açıklama Türkiye ve bölge basınına, AB'yi örnek göstererek, İslam ülkeleri arasındaki sınırların kaldırılması diye servis edildi!

Projenin hızlanması için başkent Tahran'ı şehrin sorunlarını bahane ederek güneye taşımak da bunun parçasıdır.

Bozkırdan başkent yaratan Atatürk'e dönüp ne yapmış diye baksa sorun çözülür ancak Pezeşkiyan'ın derdi sorunları çözmek değil.

Pezeşkiyan, son derece önemli olan Hazar Denizi'ndeki petrol ve gaz kaynaklarından uzaklaşmayı bile göze alıyor ise İran'ın kuzeyini gözden çıkarmış bile denilebilir.