Enver Paşa'nın bile hatiplikte geçemediği Ömer Naci, Enver'i görünce; "Vatandaşlar! Hükümet Edirne'yi terk ediyor. Şu dakikada (Babıali'yi kastederek) burada notalar imzalanıyor. Türk Milleti bunu asla kabul etmeyecektir. İttihat ve Terakki buna asla müsaade etmeyecektir. Yaşasın millet, yaşasın ittihat ve Terakki!" diyordu.

"İşte hürriyet mücahidi Enver Bey Babıali'ye yürüyor; işte kapının önünde arkadaşlarımız yüzlerce sivil ve resmi subay ellerinde tabanca içeri girmeye hazırlanıyor. Onlarla birlik olunuz. Bu acizler idaresine son veriniz."

Halk Babıali önüne yığılmış, karşısında Osmanlı askeri vardı. Ömer Naci, "Evlatlar! Elinizdeki silahları millet size düşmana karşı kullanmak için vermiştir. Düşman Çatalca'dadır. Mübarek vatanı çiğneye çiğneye oraya kadar gelmiştir. Biz milli şerefi, milli namusu korumak, mukaddes aile yurdumuzu kurtarmak istiyoruz. Başka türlü düşüyorsanız işte sinem açıktır." diyor ve can havli ile gömleğini parçalayıp "Haydi ateş ediniz" diye haykırıyordu! Söz, silahı yenmiş, Enver, Talat ve arkadaşları Babıali'ye girmişlerdi!

O günün başbakanlık makamı olan Sadaret dairesine doğru ilerlediler. Sapancalı Hakkı görevlilere "Yolu aç, selam dur" deyince sivil subay zannedip kapıyı açtılar.

Dönemin savunma bakanı Nazım Paşa silahına sarılınca vurulmuş ve hayatını kaybetmişti. Osmanlıdan ayrılarak özerk ya da bağımsız bir Arnavut devlet kurmayı savunan sadaret yaveri Nazif Bey de hayatını kaybetmişti. Hem de Arnavut kökenli, Osmanlının bölünmez bütünlüğünü savunan Mustafa Necip tarafından öldürülmüştü! Mustafa Necip'i de bu çatışmada ne yazık ki Nazif Bey katletmişti...

Tarihin tekerleğini geriye götürmeye çalışanlar, Babıali baskınını hep kim kimi öldürdü diye değerlendirmiş üstelik askeri hep darbe yapmak ile suçlamıştır. Oysaki bu açıdan bakmak hem emperyalizme hem de işbirlikçilerine hizmet etmekten başka bir şey değildir. İttihat Terakki vatan bölünmesin birlikte daha ileriye diye bu harekete girişmişti.

Kaldı ki İttihat Terakki'ye bu haksız suçlamayı yapmak, Mustafa Kemal Paşa rejime darbe yaptı deme cüretini gösterenlere de destek vermekten başka bir şey değildir! Bugün bu suçlamayı yapanlar, ATATÜRK olmasaydı adlarının Arthur, Benjamin, Ferguson, Abbey, Agatha, Angelina olacağının farkında bile değiller!