Güney Afrika'daki 2010 Dünya Kupası'nda Almanya-İngiltere karşılaşması oynanıyordu.
İngiliz oyuncu Frank Lampard'ın maçın 39. dakikasında Almanya kalesine gönderdiği aşırtma top Neuer'in üzerinden geçip üst direğe çarptı ve açık şekilde kale içine düşüp geriye sıçrayıp Neuer'in ellerine geldi.
Ancak yardımcı hakem çok geride kaldığı için pozisyonu göremeyince gol verilmedi ve maç devam etti.
İşte bu verilmeyen gol bütün dünyada büyük yankı yarattı ve gol çizgisi teknolojisinin doğuşu için bir milat oldu. FIFA böyle durumların tekrar yaşanmaması için kısa süre sonra bir teknoloji firmasıyla anlaşarak bu teknolojiyi 2012 yılında hayata geçirdi.
Daha sonra 2013'te Premier Lig 2015'te Bundesliga bu teknolojiyi kullanmaya başladı ve teknoloji bütün dünyaya yayıldı. Ancak nedense çıkış tarihinden bu yana göreve gelen TFF yönetimleri çeşitli zamanlarda yaşanan tartışmalara rağmen bu teknolojiyi Türkiye'ye getirmedi.
Oysa bu sistem basit ve temelde her iki kaleye bakan yüksek çözünürlüklü 7'şer kamera (stadın yapısına göre gerekirse 2-4 ek kamera daha olabiliyor) ve görüntüleri değerlendiren bir yazılımdan oluşuyor.
Kameralarla elde edilen görüntüler yazılım tarafından değerlendiriliyor, top eğer çizgiyi geçmişse hakemin kolundaki saate bir sinyal gidiyor ve hakem de golü veriyor.
Bizde ise bu görevi VAR üstlenmiş durumda. Ancak top ile kamera arasına oyuncuların girmesi ve VAR'ın da pozisyonu çözememesi tehlikesi her zaman var.