Erhürman, Akıncı'nın tavizlerini sahiplenip sahiplenmediğini açıklamalıdır!

Rum lider faşist Eokacı/ Enosisçi Nikos Hristodulidis, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile New York'ta üçlü görüşme sonrasında yaptığı açıklamada müzakerelerin Crans Montana'da kalındığı yerden devam edilmesini ve federal bir çatı altında bir çözümün bulunmasını tekrarladı. Cumhuriyetçi Türk Partisi(CTP) Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman'ın federasyon ve Birleşik Kıbrıs kurmak istediği, 2017'de Crans Montana'da masadan kalkan ve görüşmelerin çökmesine sebep olan Hristodulidis'in açıklaması ile ilgili ne düşündüğü merak ediliyor. Erhürman, Hristodulidis'le 'görüşme ve müzakere' diye iki ayrı masa kurma hayali kurarken, seçimden önce Crans Montana'da,Kıbrıs Türk halkı için hayati tehlikeler barındıran ve yok oluşumuzu hazırlayan BM Genel Sekreteri Guterres'in ortaya koyduğu 'Guterres Çerçevesi' hususundaki duruşunu ve görüşlerini halkımızla paylaşmalıdır.

Erhürman, Tavizci/Teslimiyetçi 4.Cumhurbaşkanı Akıncı'nın akla hayale gelmeyen ve Yüce Divan'da yargılanmasını gerektiren ödünlerine rağmen uzlaşmaya/anlaşmaya yanaşmayan Rum tarafını nasıl yola getireceğini, nasıl anlaşmaya varacağını, fazladan ne tür tavizler vereceğini halkımıza açık açık anlatmalıdır. Anlatır mı Anlatamaz! Anlatması halinde seçimi peşinen kaybetmeyi kabul edeceğinden halkımızı başka teranelerle uyutmaya çalışacaktır. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğinden bahsederek demagoji ve algı yapmayı sürdürecektir. Erhürman eğer Guterres Belgesine dayalı veya başka bir deyişle ödüne dayalı bir siyaset güdecekse, ki kafasında o vardır, çocuklarımızın, torunlarımızın adada parlak bir gelecekleri olması mümkün değildir. Crans Montana'ya dönmenin, güvenliğimizden, egemenliğimizden,topraklarımızdan, devletimizden ve geleceğimizden vazgeçmek demek olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamamız lazımdır. Erhürman'ın Kıbrıs Türk halkına söylediği 'Tatar kaçtı, ben müzakerelere BM çerçevesinde hemen başlayacağım' ifadesini fırsat bilen Hristodulidis, 2017'de kendilerinin dağıttığı masayı tekrar kurarak malum uzlaşmaz siyasetlerini sürdürmeyi planlıyor… Halkımız Rumu iyi tanımıştır ve bu oyuna düşmeyecektir.

Müzakerelerin Crans Montana'da kaldığı yerden devam etmesi çağrısının ne demek olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum:

1960 Garanti Sistemi'nin kaldırılması: Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantörlük haklarının sona ermesini talep edildi.

Türk askerinin adadan tamamen çekilmesi: İlk aşamada önemli bir sayı, orta vadede ise tamamen çekilmesi.

Müdahale hakkının kaldırılması: Türkiye'nin tek taraflı müdahale hakkına kesinlikle son verilmesi.

Maraş'ın iadesi: Türk tarafının kontrolündeki, Osmanlı Vakıf malı olduğu mahkeme kararları ile tescillenmiş Maraş'ın Rum'a iade edilmesi

Karpaz, Güzelyurt dahil bazı bölgelerin geri alınması: Harita üzerinde %28–29 civarı Türk tarafına toprak bırakılması önerisine karşılık, Rum tarafı %7 civarındaki toprak iadesini kabul etmeyerek daha fazla toprak iadesi istemesi,

1974'te yerinden edilenlerin mülkiyet haklarının öncelikli tanınması: Türk tarafının "tazminat veya takas" önceliği yerine, Rum tarafı "eski mal sahibine iade"yi birincil çözüm olarak istedi.

Dönüşümlü başkanlık önerisini reddettiler: Türk tarafının ısrarla istediği "dönüşümlü başkanlık" (sırasıyla bir Kıbrıslı Türk ve Rum'un başkan olması) Rum tarafınca kabul edilmedi.