ABD, Kıbrıs'ta yeni tuzaklar peşinde!

Skandallarıyla ve gaflarıyla, gittiği her ülkeyi karıştırmasıyla ünlü Kıbrıs'ta federal çözümü savunan, Türk toprağı Maraş'ın KKTC yönetiminde yeniden yerleşime açılmasına karşı çıkan, ABD'nin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland bölgemize yaptığı ziyaretin ilk durağında Ankara'da üst düzey temaslarda bulundu. Dışişleri yetkilileriyle Türkiye ile ABD arasında son dönemde yaşanan F-35 ve S-400 krizi, Yunanistan'a yapılan askerî yığınaklarla Türkiye'nin hedef alınması, iki ülke arasında yaşanan güvenlik bunalımı, CAATSA çerçevesinde ABD yaptırımları, Türkiye'ye F-16 satışı, Dağlık Karabağ, Suriye, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ukrayna gibi bölgesel ve global konuların konuşulduğu açıklandı. Nuland, Türkiye ve İsrail'in güçlü ilişkiler içinde olmasının, ticaret ve enerji ilişkisinde olmasının kendi çıkarlarına olduğunu belirterek, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Rus doğal gazı ithal eden Avrupa ülkelerinin kaynaklarını çeşitlendirmek ve bunu da süratli bir şekilde yapmak zorunda olduklarına, Doğu Akdeniz'de yeni gaz keşifleri ve yeni boru hatlarını gerektirecek farklı birçok fırsatın var olduğuna ve bu bağlamda Türkiye-İsrail-Güney Kıbrıs'ın iş birliğine gereksinim duyulduğuna da dikkat çekti. Ankara ziyareti sonrasında, Yunanistan'a sonra da Kıbrıs'a gelen Nuland, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve GKRY Başkanı Anastasiadis ile ayrı ayrı görüştü, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda tarafların duruşlarını öğrendi. Rum-Yunan dostu Nuland, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik kesintiye uğrayan sürecin yeniden hareketlenmesi umudunu gündeme taşırken, doğal gaz ve enerji hattıyla ilgili gelişmelerin Kıbrıs için yeni fırsatlar yaratabileceğini, Güven Yaratıcı Önlemler'in(GYÖ) ise yeniden masaya getirilmesi gerektiğini taraflara bildirdi. İsrail-Güney Kıbrıs-Yunanistan'ın EastMed projesinin ABD tarafından tamamen rafa kaldırıldığına da vurgu yapan Nuland, Türkiye'nin Rus doğal gazına karşı kaynak çeşitlendirme amacında yardımcı olmayı istediklerini belirterek uzunca bir süredir Doğu Akdeniz'deki enerji denklemi dışında bırakılan Türkiye'ye yeşil ışık yaktı. ABD'nin amacı ve hedefi bellidir; Türk tarafının ortaya koyduğu egemen eşitlik temelindeki iki devlete dayalı çözüm ile Maraş açılımını rafa kaldırtmak, KKTC'nin olası tanınma talebini önlemek ve federasyon temelinde müzakereleri yeniden başlatmak. Mevcut siyasetimizden Cumhurbaşkanı Tatar ve Erdoğan'ın geri adım atmaları, ABD'nin oyununa ve tuzaklarına düşmeleri bana göre söz konusu değildir. Herhangi bir geri adım her iki Cumhurbaşkanı'nın da siyasi bedel ödemesi yanında KKTC'nin eski siyasete, yani federasyon çözüm sürecine geri dönmesi demek olacaktır ki, bu da KKTC'nin yıkılmasına, Kıbrıs Türkünün yok olmasına olur vermekle eş anlamlıdır. Nuland'ın hadsizliği! ABD'nin, Rusya-Ukrayna arasında yaşanan krizin ortaya çıkardığı Avrupa'nın enerji ihtiyaçlarının giderilmesini Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki yaşanmakta olan sorunların çözümüne bağlamasını, Türkiye, İsrail, Güney Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan'ı da içine alacak bölgesel iş birliği önermesini, karşılığında da Türkiye'nin Kıbrıs'ta egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüme olan desteğini çekerek müzakerelerin yeniden başlatılması koşuluna bağlamasını, yanına Avrupa Birliği'ni de alarak 2023 seçimlerine az bir süre kala yeni bir mali krizi göze alamayacak Türkiye üzerinde baskı ve dayatma oluşturmasını ABD'nin yeni bir oyunu, şer tuzağı olarak değerlendirmek mümkündür. ABD, AB ve İngiltere'nin önümüzdeki yılın başında Kıbrıs için yeni bir şer planını masaya