"Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar"

Yeni Şafak HÜSEYİN LİKOĞLU - "Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar"Yalan bütün kötülüklerin kaynağıdır. Yalan üzerine bina edilen her şey yıkılmaya mahkûmdur. Tabii yıkılırken hem sahibine hem de çevresine büyük zararlar verir. Onunu için büyüklerimiz "Yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar" demiş. Atalarımız, yalanı meslek edinerek, çekinmeden yalan söyleyeler için de "yalana şerbetli" deyimini kullanmış.Doğrunun, hakikatin, olguların önemini yitirdiği, adına 'post-truth' denilen bir dönemi yaşıyoruz. Yalandan korkanlarla, yalana şerbetli olanların kavgasının zirveye çıktığı şu günlerde bu kavramları daha çok tartışacağız.İletişim araçları arttıkça yalan da, yalanın etkisi de daha hızlı yayılıyor ve daha yıkıcı oluyor. Bütün dünya bu tehlikeden şikâyetçi ve tedbir almaya çalışıyor. Adına "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" denilen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi TBMM'de çetin, tartışmalı oturumların ardından kabul edildi.Meclis tatile girmeden önce TBMM'ye sunulan ancak yeni yasama döneminde ele alınan kanun teklifiyle ilgili muhalefetin ve muhalif medyanın takındığı tavır evlere şenlik diyeceğim ama genel gidişata baktığımız zaman şaşıracak bir durum yok aslında.Muhalefetin söylemi net: "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet." Bu dil, bu slogan her şeyi anlatıyor. Bu dil kimin dili "Hürriyet" talebiyle Osmanlı Devletini yıkan İttihatçıların dili. "İstibdat var!" yalanının arkasına saklanarak, darbe yapanların dili.Kendilerince bir taşla iki kuş vuracaklar. Bir yandan Osmanlı'ya olan nefretlerini kusuyorlar, diğer yandan "Dezenformasyonla Mücadele Yasası"na karşı çıkma bahanesiyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a 'otoriter', 'yasakçı' yaftası vurmaya çalışıyorlar.Aslında Tayyip Erdoğan'a çamur atmak isterken, kendi durumlarını gözler önüne seriyorlar. Evet, siz Sultan Abdulhamid'i deviren mihrakların devamısınız. Evet, onlar gibi düşünüyorsunuz. Evet, onların yaptığı gibi Türkiye düşmanı bütün unsurla işbirliğine varsınız. Ama size kötü bir haberim var. Ne Tayyip Erdoğan Abdulhamid'dir, ne de Türkiye gerileme dönemindedir.YALAN CİNAYETLERİNİ UNUTMAYIN!Gelelim yasanın en çok itiraz ettikleri maddesine: "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.""Biz yalan söylemeyeceğiz. Endişe, korku, panik yaratmayacağız" demiyorlar. Ne diyorlar: "Bunları yapanları niye cezalandırıyorsunuz, bu sansürdür."