Komünizmle mücadeleden mültecilerle mücadeleye

Dünyada ırkçılık ve yabancı düşmanlığı tehdidi her geçen gün artıyor. Gelişmiş, görünürde medeni ülkelerde ırkçı siyasi hareketler hızla yükselirken, sokaklarında yabancılara yönelik saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. Batı'daki yabancı düşmanlığı mikrobu ne yazık ki ülkemizde de karşılık buluyor. Türkiye'de cereyan eden hadiseler maalesef Batı'da yaşanan olaylardan daha üzücü. Zira Türkiye, Osmanlı Devleti'nin bakiyesi. Bugün 'yabancı' diye düşmanlık yapılan insanlar, Misak-ı Milli sınırlarımızda yaşayan insanlardır. Şayet Kurtuluş Mücadelesi'nde gücümüz yetseydi ve Ahdi Milli'mizi gerçekleştirebilseydik, 'yabancı' dediklerimiz ülkemizin vatandaşı olacaktı. Nitekim Hatay 16 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katıldı. Bu tarihi hatırlatmamızın sebebi, günümüzde yabancı karşıtlığı yapanların sözde milliyetçi, Atatürkçü maskesi takmalarıdır. Özlerinde İslam düşmanlığı yatan bu kitlenin 'Türkiye' diye bir dertlerinin olmadığı aşikârdır. Fetullahçı Terör Örgütü'nü küresel istihbarat örgütleri adına yöneten Enver Altaylı, başarısız 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeni plan olarak sokak eylemleri için harekete geçti. Altaylı hakkında hazırlanan iddianamede sokakların nasıl kışkırtılmak istendiği açıkça yer alıyor. Altaylı'nın, 2017 Temmuz ve Ağustos aylarında FETÖ ele başı Fetullah Gülen ile doğrudan irtibatı bulunan Bilal Ekşili ile buluşarak, yeni kaos planı için görüşmeler yaptığı tespit edildi. ABD ÖNCÜLÜĞÜNDE İLLEGAL ÖRGÜTLENMELERABD yönetiminde bazı isimlerle irtibat kurduracak kadar önemli ilişkileri olan Ekşili ile yapılan görüşmelerde Altaylı şu görüşleri dile getiriyor: "Türkiye'de muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket ederek halkın sokaklara indirilmesi önemli. Sokak hareketinin başarılı olabilmesi için ekonomik krizin çıkması şart. Almanlar bu yönde çalışmaya başladı ve her türlü tedbiri aldı. Suudi Arabistan ve Katar'dan para akışının durması gerekir." Enver Altaylı, bu emellerine ulaşmadan yakalandı ve yargılamanın neticesinde hak ettiği cezaya çarptırıldı. Altaylı hapiste, ancak Altaylı'nın planlarını hayata geçirmek için gayret eden bir akıl ve kitle var. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya, Batı Bloku ve Doğu Bloku olarak iki kutba ayrıldı. Doğu Bloku'nun komünist yayılmacılığına karşı Batı Bloku, ABD öncülüğünde NATO haricinde illegal örgütlenmeler oluşturdu. Adına 'Gladyo' denilen bu örgütlenme Batı Bloku'nda yer alan ülkeleri komünist tehlikesinden korumak için her türlü gayri resmi operasyona imza attı. Türkiye de bir Batı Bloku ülkesi olduğu için benzer yapılanmalar ülkemizde de faaliyet gösterdi. ABD için Türkiye, komünizmle mücadele konusunda çok önemli bir ülkeydi. Zira Türkiye, Batı Bloku'nun en doğusunda yer alan ve Sovyetler ile sınırı olan ülkeydi. Onun için en ünlü istihbaratçılarını Türkiye'de görevlendirdi ABD. Türkiye'deki komünizmle ilgili en ünlü ABD elemanı şüphesiz Ruzi Nazar'dır. 27