Hukuk nihayet CHP'nin kapısını çaldı

CHP kurulduğu günden bugüne, hukuk karşısında hep ayrıcalıklı muamele gördü. Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki tartışmaları bir kenara bırakalım, orası çok tartışmalı bir alan. Çok partili hayata geçilmesinden günümüze kadar yaşanan olaylarda, hukuki meselelerde CHP hep kayrılan taraf oldu.

Demokrat Parti iktidarı döneminde kısmen de olsa hukukla tanıştırılmak istenen CHP, kıyameti kopartmış ve darbeye zemin hazırlamak için hızla harekete geçmişti. CHP'nin 2. Genel Başkanı İsmet İnönü, CHP'yi hukukla tanıştırmak isteyen Adnan Menderes'i "Seni ben bile kurtaramam" diyerek tehdit etmişti. Hukuk karşısında ayrıcalıklı durumunu kaybetmek istemeyen CHP, 27 Mayıs darbesiyle büyük bir zırh elde etti.

1960 darbesiyle oluşturulan askeri vesayet, daima CHP'nin emrinde hareket etmiş ve ne yazık ki yargı başta olmak üzere diğer kurumlar da aynı yoldan gitmişti. 27 Mayıs kalkanı CHP'nin üzerinden hiç eksik olmadı. CHP daima o ayrıcalıkla siyaset yapma konforunu yaşadı.

İstanbul'da asrın yolsuzluğu diyebileceğimiz İBB merkezli bir skandal ortaya çıktı. Şikayetçilerin ve tanıkların büyük kısmının CHP'li olduğu yolsuzluk soruşturması, CHP Genel Merkezi'ne dayandı.

İBB merkezli soruşturmayı yürüten savcılık, rüşvet ve haraç şeklinde elde edilen suç gelirleriyle CHP yönetiminin ele geçirildiği sonucuna vardı. İddianameyi tamamlayan savcılık, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nda belirtilen usulsüzlükleri yetkisizlik nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdi.

ASRIN YOLSUZLUĞUNU ÖRTMEK İÇİN CHP YAYGARAYA BAŞLADI

Asrın yolsuzluğunu örtbas etmek için aylardır yaygara kopartan CHP, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yasa gereği durumu Yargıtay'a bildirmesi karşısında da aynı yaygaraya başladı: "Efendim CHP'yi kapatmak istiyorlarmış da Atatürk'ün partisine kapatma davası açılır mıymış.."

Olayı kısaca hatırlatmakta fayda var. Yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcılık, kayıt dışı paralarla CHP'ye il binası alındığını tespit etti. Aynı şekilde söz konusu paralarla delegelerin satın alındığı anlaşıldı. Bir siyasi partide kayıt dışı para işlemi varsa bu Siyasi Partiler Kanunu gereği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görev alanına girer. Kapatma davası mı açılır, başka bir işlem mi yapılır; Yargıtay Başsavcılığı'nın vereceği karardır.

Kapatma davası deyince sicili bozuk CHP'nin yaygara koparması ister istemez ilginç geliyor. Yakın tarihimizde siyasi parti kapatmalarının ana aktörleri CHP'nin en yakını olması ister istemez insanı geçmişe götürüyor.

Refah Partisi'ne iktidarken dava açan Vural Savaş CHP'li, hararetle savunan AYM Başkanı Yekta Güngör Özden CHP'li, Fazilet Partisi'ne kapatma davası açan 367 garabetinin mimarı Sabih Kanadoğlu CHP'li...