Türkiye tarihi süreçlerden geçiyor. Terörsüz Türkiye hedefinde çok önemli bir eşikteyiz. Bugün-yarın PKK'nın fesih kararı açıklanacak. Suriye'de halk devrimi gerçekleşti, İsrail 1,5 yıldır katliamlarına devam ediyor. Hindistan-Pakistan savaşın eşiğinde, Rusya-Ukrayna meselesi kördüğüm, ABD ve İsrail, İran'a yönelik tehditlerini artırarak sürdürüyor. Avrupa'da Trump korkusu, Çin-ABD arasında ticaret savaşları tüm gerilimiyle sürüyor.

Tüm bu konular Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye, böylesine devasa meselelerle meşgulken, bir de CHP'nin iç kaos senaryosuyla karşı karşıya... CHP yüzyılın soygunu kapsamında içine düştüğü çukurdan kurtulmak için ülkeyi yangın yerine çevirmekten imtina etmiyor.

Fetullahçı Terör Örgütü, kendisine yönelik operasyonlarda sıranın TSK içindeki varlığına geldiğini görünce harekete geçmişti. Özellikle yaklaşan YAŞ nedeniyle yıllardır TSK içerisinde sakladığı general ve subaylarının tasfiye edileceğini gören FETÖ, 15 Temmuz ihanet girişimine kalkışmıştı. Darbe girişimi öncesi yaşanan hareketliliği gördüğüm için "Şakirt subayların altın vuruşu" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Nitekim yazının üzerinden üç hafta geçmeden 15 Temmuz ihanet girişimi gerçekleşti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başını çektiği yüzyılın soygunuyla ilgili soruşturmalar derinleştikçe, CHP'de paniğin arttığını görüyoruz. Henüz soruşturmanın çok başındayız. Gizlilik kararı dolayısıyla dosyanın nerelere ulaştığını şimdiden görmek mümkün değil. Ortaya her gün yeni konular ve yeni tanıklar çıkıyor. En net sonucu iddianamenin yazılmasının ardından göreceğiz, tabii bir de yargılama aşamalarında...

CHP'deki panik, sürece ilişkin biraz ipucu veriyor. CHP'yi yönetenler, söz konusu yüzyılın soygunu sayesinde o koltuklarda oturuyor. Bu soruşturmayı savuşturamazlarsa aynı girdapta kendileri de yok olacak. "Şaibeli Kurultay" soruşturmasında bunu çok net görebiliyoruz.

Burada üzerinde durulması gereken asıl konu, CHP bu duruma nasıl sürüklendi, kim sürükledi.. Yaşananların, bildiğimiz 100 yıllık CHP aklıyla bir ilgisi yok. İmamoğlu etrafında ortaya çıkan ağ veya şemaya baktığımızda bunu biraz görebiliyoruz. Hatta iddialarda konuşulan yolsuzluğun usul ve yöntemleri de dikkat çekici.