150 yıllık mücadeleyi kaybettiniz

CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel, delege tacirliği neticesinde kendisini işbaşına getiren İmamoğlu'nu savunmak için verdiği mücadele sırasında tarihi itirafta bulunarak, safları belirleme çağırısı yaptı. Eski İBB Başkanı İmamoğlu hakkında yürüyen yolsuzluk ve terör soruşturmalarını sulandırmak isteyen Özgür Özel, tarihi kinini de gözler önüne serdi.


"Safları netleştirelim. Biz 150 yıldır anayasa isteyenleriz, sizin yolunuz Meşrutiyet'ten sonra Meclis'i 33 yıl kapatanların yoludur. Biz 2. Meşrutiyet'ten yanayız, sizin yolunuz Damat Ferit'in yoludur" diyen Özel'in bu itiraflarına ilişkin bir önceki yazımda değerlendirmelerde bulunmuştum. Lakin konu çok derin, çok boyutlu ve günümüzdeki karşılığı açısından ele alındığında uzun uzun üzerinde durulması gerekir.


TÜRKİYE YÜKSELİŞTE HASTA OLAN İSE BATIÖncelikle şunu söylemek gerekir: Birileri Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu Abdülhamid Han dönemine benzetiyor. Dolayısıyla da Tayyip Erdoğan-Abdülhamid Han mukayesesi yapılıyor. Birincisi içinde bulunduğumuz durum ile Abdülhamid Han dönemi arasında hiçbir benzerlik yok. İkincisi Tayyip Erdoğan, koşullar itibarıyla Abdülhamid Han değil. Türkiye yükseliş döneminde, artık hasta olan Türkiye değil, Batı...

Evet, 1876 yılında bu topraklarda darbe yapıp padişah öldürüp bir mücadele başlatıldı. Sultan Abdülaziz'i tahtan indirip öldürenler, Batı'nın emrinde 150 yıldır varlıklarını sürdürdüler. Bu zaman zarfında 1908'de, 1960'ta, 1971'de, 1980'de, 28 Şubat'ta 27 Nisan'da, Gezi'de, 17-25 Aralık'ta mücadelelerini sürdürdüler.


150 yıldır bu coğrafyada darbe yapıp padişah öldürenler, 65 yıl önce başbakan asanların dönemi 15 Temmuz'da bitti. 150 yıllık mücadeleyi halkın direnişiyle kaybettiler.


1876'DA BAŞLAYAN DARBELER DÖNEMİ TARİHİ DİRENİŞLE YENİLGİYE UĞRATILDI

Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 27 Nisan'da başlayan direniş, adım adım netice verdi. 27 Mayıs'ta kurulan vesayet, halkın cumhurbaşkanını direkt seçmesiyle ilk sarsıntısını yaşamaya başladı. Fetullahçı Terör Örgütü 2013 yılında önce Gezi'de ardından da 17-25 Aralık kalkışmasıyla vesayeti pekiştirme gayretine girişti. Ancak bu girişim, Tayyip Erdoğan'ın halkla bütünleşmesinin duvarına çarptı.