Kısaca yolsuzluk soruşturması diyoruz ama karşımızda Cumhuriyet tarihinin en büyük devlete meydan okuma kanunsuzluğu, vicdansızlığı var.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca; tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması sürüyor.
İki gün önce düzenlenen üçüncü dalga operasyonunda 22 İBB personeli, şirket temsilcisi ve şirket çalışanı gözaltına alındı. Gözaltına alınanların arasında İBB'nin Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Çetin de bulunuyor.
Yolsuzluk çok büyük ama CHP'yi asıl sıkıntıya sokan, İmamoğlu kata küllüsünün ters tepmesi.
Operasyondan daha önce haberdar edilen CHP, konuyu saptırmak, üstünü örtmek için bir algı operasyonu başlattı.
Alelacele, fol yok yumurta yok bir erken seçim masalı başladı. Bu erken seçimin cumhurbaşkanı adayının da Ekrem İmamoğlu olduğu tezgâhı kuruldu.
Dikkatleri masala çekerken, yolsuzluk soruşturmasının da, İmamoğlu'nun önünü kesmek için yapıldığı yalanı köpürtüldü.
Çünkü muhayyel erken seçimin erken doğum adayı İmamoğlu, paldır küldür yuvarlanmaya başlamıştı.
Bakınız 19 Mayıs'ta, CHP Genel Başkanı Özgür Özel İzmir'deki mitingde neler dedi:
"Bugün 19 Mayıs, bir başka tekerrürle 19 Mart darbesinin de 60'ıncı günü. Erdoğan, 'Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim, biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz' diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır. Erdoğan, İmamoğlu ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur. Adı olmayan, yüzü olmayan gizli tanıkların arkasına saklandılar. Erdoğan, bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Dosya bomboş, kanıt yok. Oysa biz birbirimizi biliyoruz, birbirimize güveniyoruz..."
Özel, gerçekten boyundan büyük laflar ediyor. Cumhurbaşkanına hakaretler savuruyor.
19 Mayıs'la 19 Mart'ı "tekerrür"de birleştirmesi, milli mücadele ile hırsızlık, yolsuzluk ve devlete meydan okumayı bir tutması, eğer akıl sağlığı yerinde ise büyük bir gaflettir...
İnsan sormadan da edemiyor; bu bağırış çağırış nedir böyle Bir siyasi, böylesine zıvanadan çıkar mı Yoksa soruşturmanın ucu, Özgür Özel'e de uzanacak endişesi mi var
"Biz birbirimizi biliyoruz, birbirimize güveniyoruz." diyor.
Daha önce de İmamoğlu'na, namusunu ortaya koyarak kefil olmuştu.
Bunlar büyük laflar.
İmamoğlu yargıda ceza alırsa, Özel'e dönüp, "siz bunları biliyordunuz da neden sustunuz Siz neden hesap vermiyorsunuz" demezler mi
İmamoğlu ve Özel, besledikleri kalemlerle, "Saraçhane bülbülleri" ile gözleri kapayan muhalefet partileri ile yolsuzluk soruşturmasını dikkatlerden kaçırmaya, daha da fenası yargıyı suçlamaya, iktidarı hedef göstermeye çalışıyorlar. Yalanlara ve gözbağcılığına dayanan büyük bir algı operasyonu yürütüyorlar.