YENİDEN BOSNA'da5
Travnik'e gelmişken tabii ki Bosna'nın ilk Türk şehidi Selami'yi de ziyaret ettik... Travnik'e vezirler şehri denmesine sebep olan 9 vezirin üçünün mezarını da...
Ivo Andriç'in evine de gittik; Hırvat olmasına rağmen, Sırp milliyetçiliği yapan, Osmanlıya hakaret ettiği Drina Köprüsü romanıyla Nobel alan edebiyatçının evine... Bu ziyaretin onun şahsıyla hiçbir alakası yoktu, 95'te geldiğimizde, Ivo Andriç'in doğduğu evin giriş katındaki divanda geçirdiğimiz ve hayatımın unutulmaz gecelerinden birisini yaşadığım mekanı ziyaret etmek istedim sadece, belki o geceyi bir daha yaşarımhatırlarım diye.
"Travnik sokaklarına yağmurun yağdığı o gece Ivo Andreviç'in evinde hüzün yağıyordu. Öylesine bir hüzün ki sevgiyle sarmaş dolaştı. Bu hüzne sevgiyi yücelten ise müzikti.
Okuyuculardan birisi bırakıp diğeri devam ediyordu Müzik ve vakit ilerledikçe evin alt katını hüzün ve sevda dolduruyordu. O gece orada bulunan insanlarla ortak bir kelimede buluştuk. Daha doğrusu benim Boşnak dilinde ögrendiğim ilk kelime SEVDA idi. Bir an bana öyle geldi ki evi olduran hüzün kapı ve pencerelerden dışarı akıyor ve yoğun yağmur sularına karışıyordu. Yaşadığımız hüzün ve sevda hem geçmişi bizi getiriyor hem bizi geleceğe itiyordu sanki... Okuyuculardan birisi genç bir hanımdı; Mirsada Mehiç. Mirsada Hanım bir ara söylediği şarkıyı öylesine yaşıyordu ki, onunla o an paylaşmak istedim. Etkilenmişliğim dikkat çekmiş olmalı ki, gruptan biri Kansu aracılığıyla bana açıklamalarda bulunmak gereğini hissetti. "Komünist dönemde bu şarkıyı söylemek yasaktı. Gördüğünüz gibi teknik olarak da icrası zordur. Bu hanım da bunu becerebilen birkaç okuyucudan bir tanesidir." Bu açıklamanın ardından şarkının sözü benim için daha da anlam kazandı. Belki sözlere takılmak orda eksiksiz yaşayan müziğe hakaretti ama dayanamadım ve sordum;
"Kur'an'dan güzel kitap yoktur.
Temiz inanç olarak da İslam'dan güzeli yoktur.
Yoktur iyisi ve güzeli kitap olarak Kur'an'dan
Kur'an'da da,
Sünnette de,
Müslüman yalnız Allah'tan korkar."
O gece Bosnalıların genlerine işlemiş İslam terennüm eden şarkılar ve bunun yanında nice sevda şarkıları da dinledik. Bilemiyorum yüzyıllar içinden otantik gelişi nedeniyle miydi, yoksa savaş ortamında söylenmiş olmalarından mıdır; her melodi, her ses hüznü çağrıştırıyordu ne kadar coşkuyla söylense de..."
Travnik'e gidiş sırasında Kansu bizi bir köye götürdü; Ahmiçi idi köyün adı, yani Ahmetoğlu... Savaştan önce bu köyde Boşnak ve Hırvatlar karışık yaşıyorlarmış. Bir gece içerdekilerin yol göstermesiyle Hırvatlar köye baskın düzenleyip 48 saat içinde tam 116 kişiyi şehit ediyor. Şehitlerin anısına bir cami yanına da bir anıt yapılmış; ziyaret edip Fatiha'mızı okuduk... Bizimle beraber Türkiye'den gelen bir otobüs dolusu ziyaretçi de köyü ziyaret ediyordu. Öğrendik ki kafile başkanlığını da AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan yapıyordu.