TUSAŞ SALDIRISI ve TÜRKİYE-SURİYE MESELESİ
Daha önce de zamanında yayınladığım bir yazımı yeniden yayınladığım olmuştu. Fakat bu yayınlar anlamlı bir zaman aralığına sahipti. Bu kez çok yakın zamanda, 4 Ekim ve 6 Ekim'de yayınlanan yazılarımızın bazı bölümlerini TUSAŞ saldırısı nedeniyle yeniden takdirlerinize sunmak istedik.
4 EKİM 2024
"Bugüne gelirsek; Türkiye, müsait olan en kısa sürede, bu kez Suriye'nin tamamına yönelik askeri bir operasyon başlatmalıdır.
Evet! Yanlış duymadınız. Bu harekatın nihai amacı Suriye'nin tamamını kontrol altına almak olmalıdır.
Öyle olmalıdır, çünkü ancak o sayede Suriye'nin Lübnan ve İsrail sınırlarında İsrail'e karşı tahkimat oluşturulabilsin...
Hani, Sayın Cumhurbaşkanı; Gazzeliler aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını korumak için direniyorlar demişti ya... Görünen o ki o direnç kırılmış durumda, katil İsrail Lübnan'a saldırmakta, ondan sonraki hedefin Suriye olacağını da gizlememekte...
Yani, öyle veya böyle, Türkiye eninde sonunda İsrail ile sınırdaş olmak durumunda...
Öyleyse hem kendi güvenliğimiz hem bölge ülkelerinin egemenlik haklarını korumak için Türkiye direnme hattını Suriye-Lübnan-İsrail sınırına dikmek durumundadır...
Bu bir mecburiyettir, tercih değil...
Görüldüğü gibi Türkiye'nin önünde iki seçenek var üçüncüsü yok.
Ya Türkiye İsrail sınırına gidecek ya da İsrail Türkiye sınırına gelecek...
Lakin Suriye'ninBeşar Esad'ın önünde tek bir gerçek var.
Ya, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın denklik falan aramaksızın, tekrar tekrar dillendirdiği görüşme yapılır ve sulh yoluyla Türkiye'nin hamiliği ve otoritesi kabul edilir;
Ya da güç yoluyla...
Açık değil mi
6 EKİM 2024
Suriye; bağımsız, egemen, bütünlüğünü koruyan, sınırları belli, müreffeh bir ülke olarak tarih sahnesinde kalmak istiyorsa Türkiye ile anlaşmak; Türkiye'nin dostluğunu, yol göstericiliğini, otoritesini kabul etmek mecburiyetindedir...
Görünen o ki;
Suriye; öncelikle Hizbullah ve İran yanlısı Şii milislerin ülkedeki konumları, orda oluş sebepleri ve kapasiteleri nedeniyle, İsrail'in birinci derecede değilse de ikincil derecede hedefindedir.
Eğer Suriye rejimi Türkiye'ye yaklaşırsa; a-) Türkiye'nin caydırıcılığı nedeniyle, b-) Türkiye ile anlaşması Suriye'de Hizbullah'ın ve diğer Şii milis güçlerin etkinliğinin azalacağı nedeniyle, görece olarak hedef olmaktan kurtulur.
Öte yandan, İsrail-İran ilişkilerinin iyice kızıştığı bir ortamda; hini hacette İran İsrail'e karşı bir harekat yapma mecburiyetinde kaldığında kara sınırı olmadığı için, kullanabileceği en elverişli kara parçası Suriye olacaktır.