ÖZGÜRLÜK VACİPTİR...3

7

Literatürde büyük bir yer işgal eden, İslam geleneğini dominant bir biçimde etkileyen iki kavramımız var: Fisebilillah ve i'la-yi kelimetullah.

Bu iki kavram; a) özgürlüğü mümkün kıldığı gibi makul olma sınırlarını da çizer, b) özgürlüğün teminatıdır, c) özgürlüğü kısıtlayan ve sınırlayandır, d) özgürlük için birer tehdittir.

Fisebilillah ve i'la-yi kelimetullah özgürlüğü mümkün kılar; zira her şeyin hiçbir şey beklemeden yapılıyor olmasıdır katışıksız özgürlük ve ancak böyle ortamlarda makul yani aklın kurallarının hakim olmasına, makbul yani gönlün genişliğinin ve sekinetinin ortaya çıkmasına yer vardır.

Fisebilillah ve i'la-yi kelimetullah, özgürlüğün teminatıdır bir taraftan. Kendini Allah'tan başkasına karşı borçlu hissetmeyen, sadece dinihayatı Allah'a has kılan bir anlayış, bir ortam; fisebilillah ve i'la-yi kelimetullah'tan hiza alarak oluşan bir değerler sistemi kuşkusuz özgürlüğü koruyacak ve kollayacaktır; lakin aynı zamanda kısıtlayacaksınırlandıracaktır. Özgürlüğün sorumsuzluk vadisine düşmemesi veveya hiçbir görevle kendini mukayyet kılmaması ancak; hiç kimsenin değil, hiçbir kurumun değil, hiçbir gücün, hiçbir menfaatin değil... sadece Allah'ın adını yüceltmek, sadece adaleti tesis etmek için davranışta bulunmak insanı beşerî olan her şey karşısında özgürleştirdiği gibi; kendisini imtihan için dünyaya gönderen yaratıcıya, yani sabit bir şeye bağlı olmak, hiçbir şeyin sonlu ve sınırsız olmayacağını anlamanın da başlangıçkerteriz noktasıdır.

Zira yaratılmış olan her şey hadistir, sonradan gelendir, sınırlıdır, başlangıcı olduğu gibi sonu da vardır.

Bu vasıfla, bu kısıtlanmış, bir yere bağlanmış haliyle özgürlük insanı şahit kılar. Sonlu ve sınırlı olma haliyle insan eksiktir. Bu nedenle eksiğini tamamlamak insan türü için fıtri bir dürtüdürbilgidir. Bu bilgi sayesinde insan; içinde yaşadığı ortamı, kendisini saran şeyleri görür; görmek bilmeyi, bilmekse anlamayı sağlar. Anlamak ancak müşahede ile mümkün olur ve vardığımız anlama noktası bizi şahitler kılar. Şuurlu bir vaziyette şahitler olarak yaşayan insanlar Allahualem şehitler olarak ölürler. Aynı kökten gelmeleriyle şahit ve şehit kelimeleri birbirini tetikleyen ve tamamlayandır, anlamlandırandır...

Fisebilillah ve i'la-yi kelimetullah kalıbıyla kalıplanmış şahitşehit ise; yeryüzünde bozgunculuk yapanlarla, ifsat edenlerle savaşır, zulme karşı durur, mazlumu korur, nihai erimde yeryüzünden kalksın diye fitneye karşı savaşır, sebepsiz yere antlaşmalarını bozanlara haddini bildirir, doğrunun yoluna taş koyanlara karşı şedid ve şiddetli olur, yani mücahitlik yapar...