1

Cuma günkü yazımızda kavimlerinmilletlerin biyolojik aidiyet üzerinden seçilmişliknecip olma iddiası üzerinde imal-i fikir etmiştik.

Ne var ki seçilmişlik iddiası sadece biyolojik aidiyet üzerinden yapılmıyor, inanç bazlı da yapılabiliyor.

Hani 'hadis' olarak bilinen bir söz vardır. Buna göre Peygamberimiz "Ümmetim 72 parçaya bölünecek ancak sadece bir tanesi kurtuluşa erecektir."

İşte o kurtuluşa erecek gruba 'fırkayı naciye' denmektedir.

Hadisin sahih olup olmadığı, birinci kısmın sahih, ikinci kısmen sonradan eklenildiği tartışmaları şöyle dursun.

Bizim derdimiz 'kurtuluşun'seçilmişliğinnaciyeliğin kategorik olarak sadece bir fırkayagruba hasredilemeyeceğidir.

Pratikte, bu bağlamda seçilmişnaciyekurtulmuş olmanın getirdiği birçok handikap vardır.

Bir kere; kendinin fırkayı naciyeden olduğunu söyleyen grup; sadece kendilerinin doğru yol üzre olduğunu, kalanların tamamının yoldan çıkmış, sapıtmış bulunduğunu söylemiş olmaktadır.

Ne var ki; her zaman, aynı anda aynı iddiayı dile getiren farklı farklı gruplar olmuştur.

Bu tıpkı, biyolojik aidiyete dayalı necipnaciye olduğunu söyleyenlerin iddiasında var olan, diğerleri yanlıştadırhatadadırsapkındır; öyleyse onlara karşı mücadele edilmelidir... anlayışının inanç temelli dile getirilişidir. Bu halin en uç örneğini biz Yahudilerde görürüz, malumunuz.

Düşünsenize, eğer sadece benim kavmim fırkayı naciye ise, diğerleri, kestirmeden kafirdirfasıktırötekidireldirdüşmandır ve ahirette yeri cehennemdir.

Bu akıl yürütme, bir yönüyle tanrısallık iddiası da taşır; kimin cennete ya da cehenneme gideceğini bulmak, tayin etmek... gibi.

2

Söz konusu 'hadis'e şöyle bakmak niçin mümkün olmasın; Hz. Peygamber bize; sakın tefrikaya düşmeyin, eğer düşerseniz, siz de, sizden önceki ümmetler gibi dağılır, yok olursunuz...

Burada özellikle belirtmeliyiz ki; her ayrılık tefrika değildir. Mesela başka bir hadiste Peygamberimiz "Ümmetimin ayrılığında rahmet vardır" demektedir.