Nasıl cahil olunur

1

Cahillik öğrenilen bir şeydir.

Bir ülkede örgün eğitim, dışarıdan dayatma ya da gönüllü ithal mahsulü ise; o eğitime itirazsız ('itiraz' kelimesinin altını özellikle çizdim) ve hatta gönüllü bir şekilde katılan bireyler ve onların oluşturduğu toplum kaçınılmaz bir biçimde cahil kalırlar.

Dışarlıklı eğitim, doğası gereği, köklerle, geçmişle bağların kesilmesini ister. Geçmişle bağları kesilmiş insansa 'tarihi bir varlık' olma vasfını kaybeder. Tarihin dışına düşer.

Söz konusu eğitimde sürenin uzadığı ve öğrenimin derinleştiği oranda, insanın kökleriyle, geçmişiyle, tarihiyle, coğrafyasıyla, sosyolojisiyle bağları kopar, aldığı eğitimle doğru orantılı olarak cahilliği artar. Hem içinde bulunduğu topluma hem de kendine yabancılaşır, kendini bilmemekse zır cahilliğin emaresidir. Hani, ne demişti koca Yunus:

İlim ilim bilmektirİlim kendini bilmektir

Sen kendini bilmez isenBu nice okumaktır

İtirazsız, böyle bir eğitim sürecinden geçen kişinin, süreç boyunca elde edeceği kazanım ise malumattan ibarettir. Malumdur ki her malumat cahilliği gidermez. Hani! 'Kitap yüklü eşekler' durumu...

Böyle olunca mektep-medrese görmemişlere de cahil denmez.

Dense dense; kurgulanmış, etiketlenmiş, ambalajlanmış ve popüler bilgiden yoksun kişi denebilir...

Çünkü ona dışarıdan dayatılan eğitim nedeniyle format atılmamıştır, o hala özgün ve orijinaldir...

2

Cahillik yapısal bir şeydir...

Mesela; 'kibirli' olmak başlı başına bir cehalet göstergesidir. Bilindiği üzre kibirli olmanın temel vasfı 'oldum' inancı ve 'ayrıcalıklı' olma iddiasıdır.

Oysa eskiler 'oldum' diyen 'öldüm' demiştir diye... özetler durumu.

Böyle olunca kibirli bir kişi veya toplum kendini ayrıştırdığı ve yücelttiği için, dahası yaşayan ölüler hükmünde sayıldığı için dışarıdan gelecek her şeye kendisini kapamıştır.

Oysa hakikatin bilgisi ancak insanın insan olmaklığıylakalmaklığıyla, yani tekil insanın evrendeki bütün varlıklara olduğu gibi diğer insanlarla da ünsiyet karmasıyla elde edilebilir.

Bu ünsiyet kurma durumu ise ancak ahlaki ve hukuki anlamda eşitlik düzleminde söz konusu olabilir...

Mesela sadizm. Sadist birisi, yapısı gereği; insan türünün varlığının ancak birlikte yaşamakla, birlikte yaşamanınsa karşılıklı saygı ve sevgi, onurlu bir ilişki temelinde mümkün olacağı gerçeğini yadsıyan, bilginin temel kaynağını yani insanı önemsizleştiren bir kişidir.

Böyle olunca sadist; kapkara ruhuyla bir kara cahilden başkası değildir.

Cahillik aynı zamanda zalimliktir.

Hz. Peygamberin amcasına, yaptığı zulümler nedeniyle Ebu Cehil denmesi bu fasıldandır.

3

Cahillik bulaşıcıdır, dolayısıyla çevresel bir şeydir...