Maliyet hesapları

1-Paranın maliyeti

Çengelköy-Çınaraltı'nın Selahattin'ini bilenler bilir de biz yine de hatırlatalım;

Darüşşafaka'dan sonra Boğaziçi Üniversitesi'ni bitiren, Şerif Mardin ve Taha Parla gözetiminde bir müddet yüksek lisansa devam eden, derin İngilizcenin yanında Almanca ve Fransızca bilen, Edward Sait'in Oryantalizm'ini, Toshihiko Izustu'nun Kelimelerin Semantik Anlamı'nı Türkçeye çeviren Selahattin; şimdi şizofren tanısıyla birlikte yaşıyor...

Geçen pazartesi Enver ile Çınaraltı'nda otururken geldi ve mutat cuma günü namaz sonrası tahsilatını yaptığı meblağı istedi.

Hayrola! Neden böyle erken.. diye sorduğumda da; Biliyor musun Parasızlığın maliyeti çok kötü... deyişine binaen 'Nasıl' sorusuna; bir an düşün, paran yok, açlık var, yemek lazım, ne yaparsın; hırsızlık... deyince;

Tamam anlaşıldı... diyerek mükalemeyi bitirmiş olduk.

2- 'Oy'un maliyeti

Perşembe akşamı, Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı, eski milletvekili ve belediye başkanlarını İl'e davet etmişti, güncele dair istişarelerde bulunmak üzere;

Biz de, o vesileyle; daha önce de belirttiğimiz üzre dedik ki;

Üç türlü Ak Partili vardır. Bir: Siyaseti bir dava olarak görenler. Onlar Katolik nikahındaki gibi iyi gününde de kötü gününde de partisinin yanında, Ak Partili olmayı sürdürenlerdir. İkincisi: Bir akıl yürütme sonucu Ak Partili olanlar. Bu kötü bir şey değildir de ne var ki bu konumdakiler nasıl bir akletme sonucu Ak Partili oldularsa an gelir yine bir akıl yürütme sonucu Ak Parti'yi bırakıp gitmişlerdir/giderler. Üçüncüsü ise: Her iki gruptakilerin çocuklarıdır. Ebeveynlerine nispeten daha iyi eğitim görmüş, daha donanımlı en az bir yabancı dil bilen, çoğu doktoralı bu çocuklar taşıdıkları vasıflar nedeniyle siyasette ve bürokraside yer alırlar, aldılar.

Ne var ki; bu sınıfa girenler sokaktan/teşkilattan gelmedikleri için, bir evin kapısını çalıp oy istemenin ne olduğunu bilmedikleri için; kısacası 'oy'un maliyetini bilmedikleri için çok rahatlıkla halka karşı ilgisiz, seviyesiz, nobran ve çirkin davranabilir.

Ne de olsa geldikleri yere bir bedel ödeyerek gelmemişlerdir.

3- Ahlaksızlığı maliyeti

Tarih boyunca insanın, insan topluluklarının olduğu her yerde şu veya bu derecede, şu veya bu yoğunlukta ahlaksızlıklar da olagelmiştir.

Ne var ki; bu ahlaksızlık eylemi çoğunlukla gizli saklı yapılmış, ortaya dökülmesi istenilmemiştir. Zira ortaya çıktığında ahlaksızlığın failleri bir bedel ödemekle karşı karşıya kalırlar, kalmışlardır.

Oysa, günümüzde hırsızlık ithamıyla dava konusu olan CHP'li yetkililer söz konusu olduğunda; kurumsal olarak ve ferdan ferda CHP'liler bu ahlaksızlığı savunma, en azından anlamsızlaştırma pozisyonu alıyorlar. Ahlaksızlarla beraber görünme riskini bile hiç kaale almıyorlar.