İlerde solda bir şeyler oluyor
John Locke'un tükürüğü henüz Haliç'e iniyor
bir yemin bozumu mesafede telaş
ajitatif bir kurban töreni düzenleniyor
karşı köşede taze badanasıyla ağlayan kadın
diğerinde başı bağlı adam, gözleri de
söylenecekler malum, sıyrıldığım da aynı
dövüşsek yedi ayrı tepesiyle hülyanın
karın ağrısı düşer bana
yalnız tıbbın konusudur artık yaşamak
ekonomistlerle aşık atacak değilim
ama şimdi olmaz
kokusuz bir vasata raptetti kader beni
burdan bakınca mesut şurdan bakınca asi
Sadece parmak bastım oysa
mevzuatın hükmüne müdrik
yemin içtim, kan döktüm, arkalandım
çok uzaktayız şimdi
taban törpülettik flamalı salonlarda
tarak tutaydı saçlarım
giymezdim başlığını filozofların da
dolayısıyla ben ölümsüzüm
doğmadım, doyurulmadım, korkmadım
muzaffer kıldı beni kulağıma değdiğinde ses
buruş buruş kulağımda marşlar, sloganlar
ve zaten sen bilirsin daima marş söylerim
şairin emanetidir
slogan atmaktaki maharetim değil mi
o çirkin tepelerinize bakmaya mahkûm eden beni
yanlış anlaşılsın istemem
kremli ellerimde kalmaz kan lekesi
sokakları boğan da benim, kapattıran da caddeleri
deliller yetmez cürmümü ispata ama ben söyleyeyim