İster Pollyannacılık diye okuyun ister Hudeybiye diye...

Öncelikle tespit edelim; Trump'ın ortaya koyduğu metin henüz bir taslak, üzerinde müzakereler yapılacak/devam ediyor...

Açıklandığı andan itibaren Trump'ın metni, haklı olarak kahir ekseriyetle Filistinliler/Hamaslılar adına olumsuz/tuzaklarla dolu bir metin olarak yorumlandı. Buna karşılık, her ne kadar TBMM'nin açılış oturumunda yaptığı konuşmada gündem etmediyse de R. Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğu Türkiye Cumhuriyeti çabayı olumlu karşıladığını açıkladı...

Trump'ın, yapılan ortak basın toplantısında söylemesine, onun da itiraz etmeden kabul ettiğini beyan etmesine rağmen Netanyahu'nun hemen ülkesine dönüşte aksine beyanatlar içeren bir video yayınlamasına ne demeli;

Yangından mal kaçırma mı

İçeriyi tahkim etme mi

Veya elinden düşenin arkasından bakakalma mı

Aklım mı karıştı Hayır.

Olur/olmuştur da böyle şeyler deyip şimdi geçip gidelim;

Bu arada, mesela Bosna savaşında olduğu gibi ne zaman zor duruma düşmüşler o zaman barıştan söz etmiştir ABD ve peykleri. İsrail bugün Gazze savaşı nedeniyle II. Dünya Savaşı sonrası elde ettiği sosyolojik ve ahlaki üstünlüğü tamamen kaybetmiş durumdadır, bu böyle biline...

1a

İslam literatüründe, Hz. Muhammed'in hayatta kaldığı döneme dair üzerinde en fazla konuşulan konulardan bir tanesi de Hudeybiye barışıdır.

1b

Trump'ın önerisi olarak tartışmaya açılan antlaşma metni son kertede neden bir Hudeybiye olmasın.

2a

Sonradan anlaşılmıştır ki, Hudeybiye'nin birinci önceliği Hayber Yahudileri ile Kureyşli müşrikler arasındaki ittifakı parçalamaktı. Daha doğrusu Hayber Yahudileri üzerindeki Kureyş korumasını etkisizleştirmekti.

2b

Şu anda Türkiye'nin ve kimi Arap ülkelerinin de destek açıklamasında bulunduğu metnin amacı acaba İsrail ile ABD ittifakına, ABD'nin İsrail üzerindeki koruma kalkanının kaldırılmasına matuf bir stratejiye mi isnat etmekte

(ARA NOT: O Hayber Yahudileri ki; Hz. Muhammed'in hicretten sonra, devlete giden yolun kapısını açmak üzere Medine'deki tüm etnik ve dini unsurlarla imzaladığı Medine Vesikası'na (Anayasaya) taraf olasına rağmen, Hz. Muhammed'e suikast teşebbüsünde bulunmak dahil her türlü fitne ve fesatla antlaşmaya ihanet ettikleri için Medine'den sürülen Beni Nadir Yahudileriydi.

İsrail'in Suriye'de, İran'da, Katar'da, Lübnan'da düzenlediği suikastlara bakıldığında anlaşılan o ki bu bir Yahudi geleneğidir ve devam etme ihtimali hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

Tarihi kayıtlara göre Hendek savaşını tetikleyenler, kışkırtanlar, çıkmasına sebep olanlar bu Hayber Yahudileri olduğu gibi; Hendek savaşında müşriklerin safında savaşa iştirak eden savaşçıların parasını veren de onlardır.