1

Acaba; Suriyeli devrimcilerin Şam'ı ele geçirip, katil Esed rejimini yıkmasından saatler sonra İsrail'in, "Suriye ile savaşıyoruz" diye açıklamalar yapıp, Golan Dağı'ndan aşağılara inip, Şam istikametine harekatta bulunması, bazı stratejik noktaları vurması; oluşmuş farz ettiği bir boşluktan pay koparmaktan çok bir panik halinin dışa vurumu olabilir mi

Çünkü; Suriye'deki değişimler, eski rejimin yıkılıp, yeni bir sistemin kurulmasından çok daha fazlasını ifade ediyor olmalı İsrail için...

Şimdi yeni bir 'sınır komşusu' (!) ile karşı karşıya. Nasıl mı

2

4 Ekim 2024 tarihli yazımızda şöyle demişiz: "Türkiye müsait olan en kısa sürede Suriye'nin tamamına yönelik bir operasyon başlatmalıdır." Bu tezimize gerekçe olarak da: "Öyle veya böyle. Türkiye eninde sonunda İsrail ile sınırdaş olmak zorunda. Öyleyse hem kendi güvenliğimiz hem bölge ülkelerinin egemenlik haklarını korumak için Türkiye direnç hattını Suriye-İsrail sınırına dikmek durumundadır. Bu bir mecburiyettir, tercih değil" demiştik.

Geldiğimiz nokta itibarıyla gelişmeler neredeyse öngördüğümüz biçimde ilerlemiş; Türkiye bir anlamıyla İsrail ile sınırdaş olmuş durumdadır.

Bu durumu Türkiye; en üst seviyeden, bizzat Cumhurbaşkanı'nın ağzından ilan etti; 10 Aralık 2024'te icra edilen Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Erdoğan: "Yeni Suriye yönetiminin istikrarına, kadim Suriye topraklarının bütünlüğüne yönelik her saldırı, karşısında, Suriye halkıyla birlikte bizi de bulacaktır..."

Ardından Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması geldi: "Suriye'nin egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi kararlılıkla yineliyoruz."

İşte bu durum İsrail için bir ilktir...

Demem o ki İsrail bunun farkına vararak ön almak için sınırda şöyle tampon bir bölge oluşturmak amacıyla hareket ediyor olmasın