Holokost safsatası2

6

Gaz meselesine gelince.

Savaşlarda gaz kullanmak Almanların icat ettiği bir şey olmadığı gibi ondan sonra da devam etmiştir.

Lakin Holokost uygulaması bilinenin dışında bir uygulama iddiasıdır.

Genel anlamda, gaz kullanmaya karar verildiğinde bu havadan uçuklarla belirli bir beldenin tamamına yönelik bir uygulamadır. Zira 'yakın kullanma' kullanıcıya da zarar verir...

Temmuz 1944'te İngiliz Başbakanı Churchill ile dönemin Genel Kurmay Başkanı Hastings arasında şöyle bir yazışma söz konusudur.

Diyor ki Churchill: "Sizlerin bu boğucu gaz konusunda ciddi ciddi düşünmenizi istiyorum... Bakmayın siz I. Dünya Savaşı sırasında ahlakçıların ve Kilisenin boğucu gaz kullanılmasını protesto etmesine... bu meselede ahlakçılığı hesaba katmak saçmalıktır... şimdilik Alman şehirlerini konvansiyonel silahlarla bombalayın... boğucu gaz kullanmak için birkaç hafta daha bekleyelim..."

Holokost çerçevesindeki iddia ise; kapalı bir mekan söz konusu, insanlar buraya dolduruluyor, sonra kapılar kapanıp içeriye gaz veriliyor... belli bir müddet sonra kapılar açılıyor ve kadavralar dışarı çıkarılıyor.

Bu babda, bir dönem Auschtwitz kampının komutanlığını yapan Rudolf Höss'ün Nürnberg'de verdiği ifade dikkat çekicidir.

Diyor ki Höss: "Gazın verilişinden ve havalandırma ile odanın havasının yenilenişinden yarım saat sonra kapı açılıyordu... Derhal kadavraların kaldırılıp götürülmesi işlemine başlanıyordu.

Bu çalışma kayıtsız bir tavırla yapılıyordu, sanki gündelik işin bir kısmını oluşturuyordu. Bir yandan kadavraları sürüklüyorlar, bir yandan bir şeyler atıştırıyor veya sigara içiyorlardı..."

7

Savaş sonrası Holokost hakkında yapılan kimi araştırmalardan ve hazırlanan raporlardan sonra bu kez Nürnberg'inde içinde bulunduğu mahkeme kararlarını ve mahut iddiaları değerlendirmek üzere 1975 yılında Kanada'nın Toronto kentinde bir mahkeme kurulur.

Mahkemede Christe isimli bir avukat; imhalarda kullandığı iddia edilen 'Zyklon B' isimli gazla ilgili bilimsel çevrelerden aldığı raporlarla Höss'ün iddialarının ne kadar saçma ve uydurulmuş olduğunu ortaya koyar.

Derki Christe; bir mekana, bir kütleye Zyklon B gazı uygulanmışsa, bilimsel verilere göre, bırakın yarım saati en az on saati geçmeden o mekana girmek veya bir şeye dokunmak mümkün değildir.

Kaldı ki; gazla öldürme işleminin yapıldığı mekanlar incelendiğinde bunların izole edilmediği, geçirmezliklerin olmadığı ortadadır. Şayet buralara gaz uygulanmış olsa, meydana gelecek sızıntı bölgede bulunan bütün canlıları etkilemiş olmalıydı.