1

Ardaf' kelimesi benim memleketimde görgüsüzlük, aşırılık, ölçüsüzlük yerine kullanılır.

Mesela şöyle denir: Ardaf ardaf yiyordu...

2

"Yemeklerde bile işi pornografiye döken modern insanın, başkasının ölümü karşısında aynı tavra ilerlemeyeceğinin garantisi zaten yoktu. O zaman, o en sert cümleyi en baştan edeyim. 'Narin'in ölümü devasa bir kamusal pornografiye dönüştü." (İsmail Kılıçarslan, Yeni Şafak, 14.09.2024)

3

Herkes gibi biz de onu 6 Şubat depreminden sonraki günlerde tanımış, sevmiş ve takdir etmiştik. İyi gazetecilik yaptığına kani olmuştuk. Bir kadın için uzun boyu, iri vücuduyla bile onu sevimli bulup evlerimize misafir etmiştik...

Ne hazindir ki; bu acar gazeteci 13 Eylül gecesi, moderatörlüğünü yaptığı televizyon programında öyle bir şey yaptı ki; yıktı haneyi eyledi viran...

Program yaptığı televizyonun sahadaki muhabiri vahşice katledilen Narin kızın babasıyla röportaj yapıyor ve röportaj canlı yayınlanıyordu. Bir müddet sonra mülakatı gerçekleştiren gazeteci merkezdeki bizim moderatörü uyarmaya başladı; artık sonlandırmalıyız diye.

Fakat bizim gözüpek kahraman gazetecimizin, avını bırakmayan kediler gibi, Narin'in babasını bırakmaya hiç niyeti yoktu. Çünkü iki cümlede bir; ilk defa, yalnızca bu kanalda... diye anons yapıp duruyordu. Buna rağmen sahadaki muhabir, artık söyleşiyi kesmeliyiz deyince, bizim şımarmış gazetecimiz öyle bir laf etti ki, dostlar başına.

"Biraz daha konuşturalım"