GENÇLİĞE SELAM BABINDA... "ACI ÇEKMEK RUHUN FİYAKASIDIR" deyin isterseniz; İsterseniz; "...OLACAK OLAN DA OLMUŞTUR"a teslim olun 2

3

Sözlüklere göre, Arapça kökenli 'kitap' kelimesinin bir anlamı da; tutturmakbağlamakdikmek şeklindedir.

Arasına yaprakların yerleştirildiği iki levhayı birbirine bağladığımızda alın size kitap...

Bizim inancımıza göre hayat da bir kitaptır. Ve 'kitap' kitap olmaklığı nedeniyle sonlu bir şeydir. Doğum bir levha, ölüm başka bir levha ve bu iki levhanın arasında sayısız yapraklar ve sahifeler yani tecrübe dediğimiz sayısız yaşanmışlıklar... Biriktirme işi bitip ölüm geldiğinde aralarındakilerle beraber levhaların birbirine bağlanması meselesi de sona erer; hayat kitabı tamamlanmışsonlanmış olur.

İşte;

Her zaman ve her yerde insanlara, bahusus gençlere bu meseleyi anlatmak ve hatırlatmak gerekiyor. Yani hayatın sonlu ve kısıtlı olduğunu...

Eğer kişigenç hayatın sonlu ve kısıtlı olduğu gerçeğini anlar ve içselleştirirse, onun hayat boyu bütün yapıp etmelerine bu hakikat sızar, dokunur.

Hayatın sonlu ve kısıtlı olduğunu kavrayan birisi, üstüne bir de ahiret inancını yerleştirirse, kolay kolay büyük yanlışlara düşmez, büyük hatalargünahlar işlemez, işleyemez... İçinde yaşattığı 'sonlu ve sınırlı' olma gerçekliği onun için her daim bir gözetleyici ve uyarıcı görevi yapar...

Hayatın geçici olduğuna inanan ve bunu hiç unutmayan birisigenç;

Nasıl ki; Hz. İbrahim; içinde bulunduğu putperestlere, sapkınlara, müşriklere, kafirlere rağmen; ahireti hedefleyerek; "ben batanları sevmem", "batanları (geçici olanları) tanrı olarak bellemem" diyerek insanlığa armağan olarak 'hanif'liği bıraktıysa;

Bugünkü modern (buradaki modern kelimesi her türlü kötülüğü içerecek şekilde kullanılmıştır) kışkırtmalara, eğip-bükmelere, yıpratıcı çabalara rağmen; hayatın geçiciliğine inanmış bir genç te dünyaya ve onun nimetlerine meylederek hem kendi hayatını hem toplumun hayatını ifsat etmez.

Dünyanın kısıtlı ve sonlu olma gerçekliğini layıkıyla kavramış bir genç, gençliği gereği icabı halinde tereddüt etmeden horoz kesmesini de ('horoz'; böbürlenme karşılığı olarak kullanılmıştır) bilir.

Bir taraftan acıyla da piştiğini varsayarsak, o kişinin merhametten ve makulattan kolay kolay sapmayacağına emin olabiliriz. Yani mükemmel insana doğru yolculuk vaki olur...

Önemine binaen ve tekraren vurgulamak isteriz ki bütün bu mülahazalar bir itham değil, durumu tespittir.

Bu vesileyle bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum.

Ebeveynleri tarafından el bebek gül bebek, acı çekmeden, ötekinin derdiyle dertlenmeden, sitelerde yaşamaya mecbur tutulan, iyi yetişsin diye gavur mekteplerinde ve illerinde okuyan, memleket türküleri söylemedensöylemeye fırsat bulmadan dünya vatandaşlığı standardı peşinde koşan gençler...

Eğer o gençler; kendilerini Müslüman olarak tanımlıyor; dünya vatandaşlığı eyvallah lakin önce vatanım, memleketim... diyorsadiyebiliyorsa onlara can-ı gönülden selam ediyorum. Varlıklarının önünde saygıyla eğiliyorum.