Gençliğe selam babında...
"ACI ÇEKMEK RUHUN FİYAKASIDIR" deyin isterseniz;
İsterseniz; "...OLACAK OLAN DA OLMUŞTUR"a teslim olun 1
1
Yazarken ve konuşurken dikkat ettiğim önemli hususlardan biri, hiçbir şekilde genelleme yapmamaya dikkat etmektir.
Buna rağmen cuma günkü yazımız toptancı bir üslupla malul olmaktan kurtulamamış.
Hemen belirtmeliyim ki 'Ak Parti'nin yetiştirdikleri' diye tesmiye ettiğimiz kesimi, yani gençliği zinhar ilzam etmek niyetinde olmadık. 'Y,Z kuşağı' genellemesiyle onları istiskal etmek te değil niyetimiz. Hele hele lanetlemek hiç değil.
Sadece bir tespitte bulunmaya, 'zorunlu bir sosyolojinin' sonuçlarına dikkat çekmeye çalıştık...
Hani bazı mahfillerde çokça kullanılan, son Fatih türbedarı Ahmet Amiş Efendi'ye ait bir söz vardır: "Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur"
Bu deyiş daha çok, Allah'a ve kadere teslimiyet bağlamında, tevekkül ve sabır babında söylenmiş olarak yorumlanır.
Bizim yaklaşımımız ise; söz konusu gençlerin halinin 'zorunlu bir sosyoloji'nin sonucu olmasıyla ilintilidir.
Diyor ki Amiş Efendi: Nasıl ki; şimdi de olan geçmişte olanlarınsebeplerin bir sonucu ise; şimdi de olan aynı zamanda gelecekte olacaklarınsonuçların sebebidir. Yani şimdi olan bir anlara da gelecekte olacak olanı belirlemiştir.
Yani; bizim çocuklarımızın ahvali, bizim yaptıklarımızın sonucudur...
2
Öyle ya da böyle;
Bu genç nesli tanımaya devam edersek; iki şeyin büyük eksikliğini görürüz. Birincisi: acı; ikincisi ise: hayatın kısıtlı ve sonlu olduğu gerçekliği...
Hiç eğip-bükmeden, hiçbir tevile yer bırakmayacak şekilde, dosdoğru söylemeliyiz ki; yeterince acı çekmemiş beşerademoğlu, insan olamaz; pişemez, olgunlaşamaz, kamil insan vasfını kazanamaz.
Hepimiz dünyaya gelişimizden sonra, başımıza gelen ilk şeyi nedense hep unuturuz. Hani, doğum gerçekleşir gerçekleşmez ebe bebeğin kıçına şöyle usturuplu bir tokat atar ve bebek maruz kaldığı ilk acıyla ağlar; işte o ağlayış bebeğe hem hayat bahşeder hem insan evladı olma özelliği...
Belki büyük bir çelişki; lakin acı sayesinde insan bütünlüğüne erişirfarkına varır. Akıl, ruh, kalp, beden, karakter, kişilik, duyu organları, zihin, hayal, düşünce, tefekkür, tedebbür vs. unsurlar, çoğu kez veya sadece acının organizatörlüğü sayesinde bir uyuma ulaşırlar.
Acı; parçaların uyumlu çalışmasını sağlayan bir eczadır.
Bu bağlamda acı, derinlemesine algının, varoluşsal düşünmenin aracıdır.