Meselenin püf noktası Macron-Trump görüşmesinde ortaya çıktı.
Filistin'i niçin tanıdıkları bağlamında konuşurken Macron: Hamaslıların sayısı hiç değişmiyor, öldürülüyorlar/ölüyorlar yerine yenileri geliyor, bitmiyor, sanki bir döngü oluştu...
Yani; son günlerde Filistin'i tanıyan devletler için, bilhassa İngiltere ve Fransa için İsrail'in soykırımı tıkanmış durumda, sonuç alınamıyor.
Bu tıkanmışlığı açmak için olsa gerek toprağı ve devleti olmayan Filistin'i bir rüşvet kabilinden tanıyarak, biz ona zokalama da diyebiliriz, sistemi açmaya, işler hale getirmeye çalışıyorlar.
7 Ekim'e lanetler yağdırarak; sanki 7 Ekim durup dururken, keyfe keder olmuş gibi Hamas sistem dışına çıkaracak açıklamalarda bulunuyorlar.
Ne yazıktır ki, mevcut Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas hemen bu rüşvete tav olmuş, zokayı yutmuş durumda; neymiş: 7 Ekim'i kınıyorlarmış...
Buna karşılık Başkan Erdoğan, ilkesel olarak Filistin'i bir devlet olarak tanıyan ülkeleri tebrik ederken; BM kürsüsünde yaptığı konuşmada, 7 Ekim üzerinden Hamaslılar ile İsrail'i eşitlemenin külliyen yanlış olduğunu söyleyerek;
Gazze'de olup bitenin bir savaş olmadığını, tek taraflı bir soykırım olduğunu ifade ediyor ve Batılı devletlerin oyununa gelmiyor...
Mahmut Abbas ile Erdoğan'ı mukayese ettiğimizde de rahatlıkla Filistinli başkana rağmen Filistin'in hak ve hukukunu Erdoğan'ın koruduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla...
TERS KULAK
Medyaya yansıdı; kalabalık bir yazar grubu İsrail soykırımını kınayan bir bildiri yayınlamışlar.
Eminim ki, söz konusu yazarlardan iki yıl sonra gelen bu kınamanın baş nedeni son günlerde başta İngiltere ve Fransa olmak üzere bir kısım devletin Filistin'i tanımalarıdır.
Söz konusu yazarlar, Fransa'nın dahi İsrail'i kınamasından sonra meseleye Fransız kalmamak için böyle bir bildiriye imza atmışlardır.
Konunun ilgilileri kabul edecektir ki; son günlerde bazı devletlerin art arda Filistin'i tanımalarının ardında birinci sırada Gazzelilerin direnişi varsa ikinci sırada ise Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın çabası, kararlılığı, ısrarla Gazzelilerin hakkını-hukukunu savunması vardır.
Yani Erdoğan Batılı devletleri etkiliyor, onların tavrı da bizim yazarları tetikliyor.
Oysa! Erdoğan bu bildirgeye imza atanları tek tek arayıp böyle bir bildiri yayınlamalarını isteseydi bunu asla yapmazlardı, fakat Avrupa istediği/dayattığı için rahatlıkla yapabiliyorlar.