Tam da;

'Sanki zamanı geldi' başlıklı bir yazı yazmayı düşünürken...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınır dışında yaptığıkatıldığı operasyonlarda bayrak göstermekten hoşlanmadığını, ahlaki bir tavır olarak bundan kaçındığını, lakin her meselenin bir de başka boyutu, madalyonun başka bir yüzü olduğunu; dolayısıyla; eğer Türkiye bahusus İsrail'in Gazze'yeFilistin'e karşı işlediği soykırımı ve İsrail yayılmacılığını önlemekdurdurmak istiyorsa artık bayrak göstermek mecburiyetindedir... demeye hazırlanırken;

Bunun için Türkiye'nin acilen, Suriye'de kuracağı söylenen üstlerden ilkini Şam'ın güneyinde bir yerde kurup faaliyete geçirmesini söylemeye çalışırken;

Bu üssün kurulmasıyla; İsrail'in Davud Koridoru hayalinin buharlaşacağına, Golan'ın karşısında bir savunma hattı oluşturulacağına, ayrıca PKKPYD'nin çözülmesini hızlandıracağına, İsrail'in bir daha Dürzileri ve Nusayrileri kullanmasına fırsat verilmeyeceğine dair öngörülerimizi ortaya koymaya hazırlanırken;

Millî Savunma Bakanlığı sözcüsünden resmî açıklama geldi:

"Suriye'nin yeni hükümetinin talepleri doğrultusunda ve ilgili devletlerle (Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün) varılan mutabakatla ortak bir harekat merkezi kurulması konusunda fikir birliğine varılmıştır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazası, yeni Suriye hükümetinin Suriye'nin tamamında devlet otoritesini tesis etmesi, Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanması... (...) Bu kapsamda Türkiye, Suriye'deki yeni hükümetin talepleri doğrultusunda, Suriye ordusunun kapasitesinin artırılması kapsamında eğitim maksatlı üs kurulmasına yönelik değerlendirmeler devam etmektedir."

Her ne kadar metinde dış tehditten bahsedilmese de, değil mi ki, 'Suriye'nin toprak bütünlüğünden' ve 'Suriye'de istikrar ve güvenin sağlanmasından bahsediliyor, bu demektir ki üssün birinci derecede kurulma amacı İsrail'dir.