'Beden'in özgürlüğü bağlamında Tuncay Özkan

Cuma günkü yazımızda;

İnsanın balçık-ruh, madde-mana dengesinde durduğundan, dengenin yukarı doğru sapmasıyla ilahlık taslanılmasından, aşağı doğru sapmayla hayvanlaşacağından bahsetmiştik ve ruh cihetinde sapmanın büyük ibretliği Nemrut'tan ve Nemrut'un günümüzdeki temsilcilerinden söz etmiştik;

Bugün, söz konusu dengenin balçıkmaddebeden cihetinde bozularak ortaya çıkacak sapmayı Tuncay Özkan örnekliğiyle incelemek istedik.

2

Malumunuz; günümüzün egemen, başat, popüler kültürü, aydınlanmanın bireyinden hiza ve ivme alarak bedeni öne çıkarmakta ve hatta yer yer kutsamaktadır. Bunu da özgürlük olarak kitlelere satmakta, benimsetmektedir.

Bu modern özgürlük 'ruh'a, 'zihin'e, 'tin'e, 'moral'e, 'akıl'a, 'kalp'e, 'gönül'e ait ne varsa hepsini iskat edip varsa yoksa beden beden diye tepinen bir özgürlüktür.

Bedenin özgürlüğü, bedenin açılıp saçılmasına dair, hayvani duygu ve davranışlara dair ne varsa her şeyin göndere çekilmesi halidir.

Dolayısıyla bedenin özgürlüğünü savunan bu tiplerde utanma, arlanma, kızarma, mahcup olma duyguları büyük oranda dumura uğramıştır.

Tuncay Özkan nam kişiden fışkıran şeyler de, tam da bu bedensel özgürlüğün ardına sığınan, insan olmanın dengesini kaçırarak aşağı sapmayla hayvandan daha aşağı derekeye düşenlere mahsus çıktılardır.

Egemen küreselci paradigmanın mankurtları olarak Tuncay Özkan ve onun gibiler, insanlıktan düştükleri için, insanlarla bir arada yaşamayı beceremezler, etraflarında hep kendileri gibi mahluklar olsun isterler.