BAK BU ÖNEMLİ! BARIŞ mı SULH mu
1
Bu sütunun dikkatli takipçilerinin malumu olduğu üzre burada Devlet Bahçeli'nin ezber bozucu çıkışıyla ilgili doğrudan bir yazı yayınlanmadı.
Geçenlerde bir arkadaşın; ben hala Devlet Bahçeli'nin çıkışından bir şey anlamadım... demesi üzerine bu yazı kaçınılmaz oldu...
2
Tahsin Görgün 'Türkiye'de İslami Düşünce Geleneği' isimli kitabında; 'barış'ı devlete has kılarken, 'sulh'un fertler arasında cari olacağını söylüyor.
(Salah ile aynı kökten gelen sulh; tekrarlamakta fayda vardır diyerek sıralarsak; iyi, doğru, güzel, uygun, yararlı, uyumlu, barışçı, nefret ve düşmanlığa son veren, çatışmayı ortadan kaldıran anlamına gelir. Salih kişi ise; kısaca sulh ve salah için çalışan kişidir. Onun bu çalışmalarına 'salih amel' denir. Islah, muhlis, ihsan, selef-i salihin aynı kökten kelimelerdir. Salih ve salih amel Kur'an'ı Kerim'de de kullanılan anahtar kavramlardan biri olup, çoğunlukla iman kelimesinden hemen sonra, toplamda 125 defa kullanılmıştır. Kur'an'ın bildirdiğine göre; "Allah salihlerin dostu ve gözeticisidir." Araf-196
Formüle edersek; biz salih amel işleyene muhlis, muhlisin isimlenmiş haline salih, salihin işleyip eylediklerine de sulhsalah deriz. Başka bir veçhesiyle salih amel sahibi salihler arası muhabbet bizi sulhasalaha erdirir...)
Devletlertopluluklar arasında akdedilen her barışateşkesten sonra, fertler arasında sulhunda oluşabileceği beklenilen ve arzu edilen olsa da çoğunlukla bu hal gerçekleşmez. Fertler arası ünsiyet ve merhametin gerçekleşmesi başkaca birçok amillere muhtaçtır...
3
Ta 1071'ten beri, zaman zaman kırılmalara uğrasa da, Türklerle Kürtlerin arasındaki ilişki bir barışateşkes muhtevasını aşmış, bir sulh ilişkisidir. İki kavim bin yıldır sulh içinde yaşamış olup, bunun tezahürü olarak birbirine karışmış ve kaynaşmıştır. Fertler ve kişiler arasında sulhun olması hiç çatışma olmayacakolmamıştır anlamına değildir kuşkusuz...
Bugün, aksine ne kadar toplum mühendisliği yapılırsa yapılsın, içinde yaşadığımız coğrafyadabölgede kimin ne kadar Türk, kimin ne kadar Kürt, Türk'e ne kadar Kürtlük, Kürt'e ne kadar Türklük karıştığıkatıldığı kolay kolay tespit edilemeyecek, ayrıştırılamayacak boyuttadır.
Ancak Osmanlı'nın son dönemlerinde başlayıp, Cumhuriyetle devam eden kimi anlayışlaruygulamalar nedeniyle söz konusu bu bin yıllık sulh halinin bozulması yönünde gelişmeler olduğu da bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır...
Söz konusu kırılmaları Türkler arasında aşırı uçlara taşıyanlar; Kürtlerin anadili başta olmak üzere kültürel özelliklerini ve dahi kendilerine özgü kimliklerini reddedip, bu baptaki anlayışlarını asimilasyon, ret ve inkar boyutuna kadar götürürken;