Polonyalı muslukçu metaforu ile usta sorunu

Patronların bir süredir dile getirdiği ve kısaca usta sorunu olarak ifade edilen yetişmiş eleman eksikliği had safhaya ulaştı. Artık vatandaş da günlük işlerini yaptıracak usta bulamıyor. O kadar ki seçim stresini de attığımız bayram tatilinde, memleketine ya da yazlık evlerine gidenlerin ortak sorunu ustalardı. Çarşı esnafı arasında yer alan camcılar, tesisatçılar ya da elektrikçiler (badana-boya ustalarını bir kenara bıraktım) o kadar yoğun ki büyükşehirlerden yazlık bölgelere usta taşıyanlar var. Usta bulamamaktan şikayetçi bir vatandaşın yakınmasından örnek vereyim. Daha tatil başlamadan geçen yıl yazlıkta iş yaptırdığı camcıyı arıyor, cevap alamıyor. Sonra tatilin ilk günü dükkanına uğruyor, yok. Nihayet telefonla ulaştığında 'evde bir iki iş var bir ara uğrar mısın, hem geçen yıldan borcum var onu da vereyim' diyor. Aldığı cevap çok acayip, "Kalsın abi, şimdi çok yoğunum sonra uğrar alırım."
Yazlığında tadilat yaptırmak için İstanbul'dan ustaları alıp Bodrum'a gittiğini anlatan birini dinlerken içimden, 'yok artık, amma da abartıyor' demiştim. Ama alacağını bile 'zamanım yok' diyerek almaya gidemeyen usta görünce, sanayicilerin isyanını anladım. Çok detaylı araştırmaya gerek yok. Arama motoruna 'usta sorunu' yazıyorsunuz. Sadece bu iki kelime için 3 milyondan fazla sonuç çıkıyor. Başlıklar çok düşündürücü; usta maaşları mühendis maaşlarını geçti, mavi yakalılar beyaz yakalılardan daha yüksek maaş alıyor, çırak bulunamıyor, kıymete binen ustalar arıza çıkarıyor...
Usta ve ara elaman eksikliği ekonomik ve sosyal açıdan çok katmanlı bir konu. Nedenlerden biri hatta en önemlisi yakın geçmişe kadar geçerli olan meslek liselerine yönelik kat sayı uygulaması. Maalesef ara elamanı olmayan bir nesil yetişti. Bugünkü işgücü işte o dönemin sonuçlarıyla yüzleşiyor. Deprem bölgesindeki yeniden inşa hamlesinin başta inşaat olmak üzere pek çok alanda yetişmiş eleman talebini artırdığını biliyoruz. Z kuşağının kolay işlere yönelmesi, fiziksel efor gerektiren işlerden kaçması da bir diğer etken.
Peki, ama her yerleşim yerinin çarşısında mutlaka olan mahallemizin tesisatçısı, elektrikçisi, camcısı ya da ne bileyim marangozu neden bu kadar yoğun. Üşenmedim denk geldiğim dükkanlara uğradım, ustalara sordum. Cevap bilindik, usta yetişmiyor, biraz işi öğrenenler fabrikalara giriyor, bugün bir mobilya işçisi